ahlak çok geniş bir kavramdır ve ahlak tanımı toplum içinde, ikili ilişkilerde kendine has anlam kazanır. ahlaklı olmak: kişilerle uyuşmak, sorun çıkartmamak üzerine yapılırsa daha olumludur ve bu da birine zarar vermemek üzerinedir.
ayrıca empati yoksunluğu suça bulaşanlar insanlarda birinci etken olarak görülüyor. kişi başkasına yaptığı şeyi kendine yapılmayacak gibi hissettiğinde bu sefer diğerine karşı acımasız olabilir.
ancak kendisine karşı da bir gün acımasız olunabileceğini hissetmiyor.
işte ahlakı toplumun genel uyumu içinde tanımlarsak ve her türlü sorunsuzluk olarak görürsek o zaman bu kavramın öyle etek boyuyla alakalı olmadığını anlarız.
yoksa kıyafet sıkıntı değildir, önemli olan birine zarar vermektir, benim ahlaktan anladığım şey budur. birine zarar vermeyen birinin ne giydiğinin bir önemi yoktur.
ayrıca namus kavramına gelirsek bu kadını kontrol altına almak için uydurulmuş palavradır. kadını tek bir organa indirgeyip bunun üzerinden hakkında geniş yargılara varmak ne denli sığ bir toplum olduğumuzun da göstergesidir.
zaten ataerkil toplumlar ahlakı kadın üzerinden yaparlar çünkü sorun çıkartan kadındır, günaha sevk edici, baştan çıkarıcı ve toplumu bozan onlardır. onlara şeytan bile derler ama bunu direk demezler tabi.
her şeyin faturası da ona kesilir.
bu yüzden namus gereksizdir. önemli olan ahlaklı olmaktır ve o da toplumda karşılıklı hoşgörü ve zararsız olmakla olur.