30 mart

entry18 galeri video1
    2.
  1. "Kızıldere 30 Mart 1972
    Emperyalizme Faşizme Karşı Devrimci Gençlik Dergisi Mart 1996 19. sayısında yayınlanmış bu yazıyı 30 Mart 1972 günü Kızıldere'de hayatanı kaybeden Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Hüdai Arıkan, Sinan Kazım Özüdoğru, Ömer Ayna, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz anısına ölümlerinin 36. yılında yeniden yayınlıyoruz.

    "su şafağa dönüşür ve güzün felsefesi yaprağı akarına bırakmak..."

    Kanla, ölümle, zulümle gelen 12 mart faşizmini "yüreklerin götürdüğü yere giden" devrimciler karşılamıştı; onurlu ve yiğitçe... Onlar, bir yaprak gibi, kendilerini, akarına bıraktıkları suyun, şafağa dönüşmesi için savaştılar...

    Karadeniz'in bir sahil kasabasında başlayan yolculukları, hiç bitmedi. Deniz'i kardeş ilan eden yürekleri, kölelerin zincirini kırmak, faşizmin silahlarına göğüs germek için kabardı. Ve hiç dinmedi...

    "bu yağma sanki yıkık hanların ve yazından boz çalınan erguvanların üzerinden bir dağ, örneğin Nurhak olup geçmiştir."

    On yiğit insan, Kızıldere'de canlarını bir armağan gibi sundular ülkelerine... Ve kanları daha akmadan bir gül kokusu, bir karanfil rengi, bir zafer türküsü olup oradan oraya yayıldılar... Ve halklarına ölümün bir yok oluş değil, kurtuluşa uzanan bir yol olduğunu öğrettiler... Onlar düşmanın topuna, tankına, tüfeğine, mermisine göğüs gererken "bir acının hüznünü bir sevdanın tomurcuğuna" dönüştüren halkları yine onlara gebe kalmak için bastı çocuklarını göğüslerine...

    Ölüm hangi denizleri gezmiştir

    Bilinir ama mutlak

    Bir büyük hasrete kolan vurarak

    (Mahir) çıkar kalbimin önüne.

    Onların kanları ülkemizin şafağına bir nehir gibi aktı. Ve tarihin en kıvrak dönemecinde ayaklarımızı basabileceğimiz bir kızıl nokta bıraktı.

    Onlar; Türkiye halklarının bükülmez bileği, yengileri, Türkiye halklarının mücadelesinin mihengidir... Kanlansa da, parçalansa da yüzlerindeki eksilmez gülümseme bu yüzdendir...

    işte doğu ki, orada her şey

    Kendini yeniliyor batarak.

    Kızıldere'yi yüreğine sevginin mendiline işlenmiş bir nakış gibi işleyen devrimcilerin, kendilerini Türkiye emekçi halklarının sömürü, baskı ve zulme verdikleri "insanca yaşama" mücadelesine adayacakları mutlaktır...

    Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi'nin yiğit savaşçıları, hayatın mahir’leri: türküleri ve destanlarıyla, yürekten yüreğe bir büyük hasreti anlatan bu halk ve o türkülerle destanları dinleyerek, o hasretin özlemini duyarak büyüyen bizler; aynı ateşin koru olmak ve "kurtuluşa kadar savaş" şiarını haykırmak için yola çıktık...

    Şiirler: Hilmi YAVUZ, "Doğu Şiirleri" kitabından"

    http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=16143
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük