bu polise hakaret ettim mi içimden? ettim. neden? kameralar önünde şov yaparcasına bunu yaptığı için. eylemci çocuk yakalanmış iyi güzel, çocuğun bir taşkınlığı var mı ağlamaktan başka? hayır yok. o zaman tutarsın kolundan bindirisin ekip arabasına haydi yallah. şovunu yapmışsın, bu görüntü avrupa'daki pekçok televizyona servis edilmiş hem de "kol kırıldı" diye.
bu görüntüler ekranlarda dönmeye başladıktan sonra hakkari emniyeti'nden bir yetkili çıksa basın toplantısı yapsa, yanında da çocuğu getirse ve "kolu kırılmamıştır" dese, yapılan haberler asılsızdır dese çok daha iyi olurdu. görüntülerde kolun kırıldığı veya kırılmadığı net değil ancak kırılma intibası yaratmıyor değil. emniyet'ten "çıt" yok.
polisin psikolojisi elbette önemlidir ancak, sen polissin arkadaş! o eyleme karşı gitmişsen sinirlerin demir gibi olacak. grup seni taşlarken ister plastik mermi sık, ister copla, ister gaz bombası at. ama elemanı yakalamışsın, elemanın kurtulma gibi bir çabası yok, neyin gösterisini yapıyorsun, neyin hıncını alıyorsun? eğer illa ki, böyle muamele yapılacaksa senin polis olmana gerek yok. devlet boşa maaş ödemesin, sal ülkücü gençleri daha beterini yaparlar.
gemide adlı filmde idris kaptan, kamil'e bir işi yapmadığı için azar kayıyordu, "ulan oğlum zaten g.ötümüzde ayı bağırıyo" o hesap, zaten g.ötümüzde ayı bağırıyo, neden propagandaya malzeme verirsin arkadaş?
işinize gelince özgürlük demokrasi, işinize gelmeyince de yanlış bir uygulamayı faşizan duygularla savunmayın.
kendisine taş atan çocuklara çikolata veren polis amirlerini alkışlarken, bu eylemi yapan polisi de alkışlamak ne yaman çelişkidir?