resim profösörün karısı bana birdaha misafir kabul etmiyeceğini söyledi yani anlıyacagınız birdaha kapıma gelme dedi. bu yaşadıklarımdan sonra bir daha kapısına bile ugramadım.
zaten şirkette çalışıyor aynı zamanda sınava hazırlanıyordum. işyerinden izin alıyordum işe 3 gün gitmediğim oluyordu. şirkette proje üzerinde ve işlerin ucundan tutacak yabancı ressamlarla çalışıyordum. zaten türkiyede işi sonuçlayacak ressam yok.
iş için benden bilgi alanlar oluyordu. kimle veya kimlerle çalışalım diye. bende yabancı teknik adamları ve ressamları tanıştırıyordum.
zaten ekonomik krizler sonucu ve işleri yabancılara yönlendirmem yüzünden müşteriler artık yabancılarla iş birliği yaptı. yani türkiyedeki kişiler para kazanamadı. ama kültür oluşsaydı şimdi durum çok farklı olurdu.
o profösöre halkın, öğrencinin parasıyla maaş ödeniyor okulun elektriği suyu ordaki çalışanların parası halk, öğrenci tarafından ödeniyor.
benim maaşım şirketin çalışanları ve elektrik suyu çalıştığım şirkette ürettiğimiz elektronik cihazların piyasaya satıldıktan sonra kazanılan para sayesinde ödeniyor.