aysun kayacı

entry681 galeri video3
    95.
  1. fikir kulliyatından bir kupleyi, ''herkesin üzerine gelmesini göze alıp'' ifşa ederek sorumluluk sahibi cesur bir türk aydını olduğunu göstermiştir. programı izleme şansı bulamadımsa da gazeteden kendisinin demokrasi üzerine yaptığı ''derin'' -sözlükteki bazı arkadaşların buyurdukları gibi- eleştirel analizi okuma fırsatım oldu.

    sayın kayacının siyaset felsefesinde çığır açmaya aday, bu ''derin'' (kimsenin inmeye cesaret edemediği kadar derin, ama korkusuz aydın aysun işbaşında) sözlerinde, demokrasi eleştirilerinin vazgeçilmez figuru bahtsız çoban yine karşımıza çıkıyor (nedir bu garibimin çektiği). son seçimlerin ardından moda olan ve adeta miadını doldurmuş bir sisteme karşı yapılan hoyratça eleştirilerin mazisi aslında çok da eski değil! demokrasinin ortaya çıkışıyla beraber ilk eleştirileri aristo dile getirmiş, yaklaşık 2300 sene önce. aradan geçen bu sürede değişiklik ve çeşitlenmeyle beraber demokrasi varlığını korumuştur.bir çok isim (montesquieu,locke,rousseau vb.) demokrasinin bu değişim ve gelişim sürecine düşünce üreterek katkıda bulunmuştur. ama 2400 senelik demokrasinin özü olan eşitlik yerli yerinde durmuştur (antik yunanda kadınlar ve köleler oy kullanmıyordu, kazanılan hakların kaybedilmediği bakımından söylüyorum).

    eşitlik üzerinden tekrar saygın düşünce kadını aysun kayacının bu çoban örneğine dönmek gerekirse ;çobanın cehaletinden ötürü rasyonel bir karar veremeyeceğini ileri sürerek onun oyunu aysununkinden değersiz yaparsak (bu katsayı nasıl hesaplanacak? bir aysunun oyu kaç çobanın, kaç hırdavatçının oyuna denktir bu konuda da bir aydınlatılma talep ediyoruz kendinden)ya da onu oy hakkından mahrum bırakmaya karar verirsek yukarıda arkadaşımızın dediği gibi bir profösörün '' senin gibi beynini kullanmaktan aciz birinin oyunun benim oyumla eşit olmaması gerek'' itirazına nası cevap vereceğiz?
    belki aysun kayacının buna bir itirazı yoktur ve istediği tam da platonun elitist yönetim biçimidir.

    sonrasında aysun hanım, bu sefer oy hakkı tanınmasında vergi kriteri getirilmesi gerektiğini söylerek işi maddiyata dökmüştür. fakat unuttuğu şu var ki aysunun, toplanan vergilerin %70 ini dolaylı vergiler oluşturur yani bu yolla da ''ayak takımını'' ekarte etmesi mümkün değildir.

    tüm hızıyla saçmalamaya devam eden aysun kayacı, yol olmadığı için çocuğunu okula gönderemediği, hastane olmadığı için bebeğinin havale geçirerek öldüğü hayattan kurtulmak isteyerek, istanbula gelen, burda mum ışığında ders çalışşa da çocuğununun okula gidebildiği, hastane sırasında saatlerce beklense de bebeklerin havaleden ölmediği daha insanca (!) bir yaşama sahip bu kişilerin kirli çamaşırlarını ortaya döküyor. başlarını sokmak için bütün birikimlerini vererek kendilerine bir baraka yapmalarının hiç de benim sandığım kadar naif bir hareket olmadığını meger bütün bu göz boyamalarının duygu sömürülerinin ardında köylü kurnazlığının yattığını ve yapılanın aslında sadece illegal bir yatırım olduğunu söyleyerek bugune kadar oy vererek başımızda tuttukları siyasi güçlerin kabahatlerini bu insanlara yüklüyor. (belediyeler tapu dağıtırken neden reddetmediniz bunu sizi gidi ayak takımı)

    son olarak aysunun bu sözlerine ben de şunu ilave etmek isterim ki : ey ayak takımı! siz makarnayı alıp sonrasında kapalı oy sisteminde gönlünüzden geçen partiye oy vermeyi akıl edemeyecek kadar salaksınız. onun için memleketin idaresini bize bırakın.size düşen görev ise sadece - 30 derece çocuklarınızı askeri operasyonlara yollamak. ölürlerse merak etmeyin biz ''şehitlerin acısını yüreğimizde hissediyoruz''.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük