hunlar türk değildir ama türkler hun dur diyerek başlayalım. öncelikle şunu söyleyeyim ki tukiu veya tu chue şeklinde tesmiye edilen köktürkler yerin içinden çıkmadı. muhtemelen çin de iö 3. binyıl dan iö 206 yılında başa geçen han dönemine kadar başa geçen veya bunun için savaşan yüzden fazla hanedan içinde türklerle akraba olanlar da yok değildi.
hunlara gelirsek. avrupalılar bizim batı hun veya avrupa hunları dediğimiz topluluğa hun derken, asya da devlet kurmuş tengrikut bagtut-mete-un iline hsiung nu demekteler. indo aryan nazariyesi avrasya steplerinin iö 2000-700 yılları arasında aryanların kontrolü altında olup daha sonra onların batıya göçü sonrasında onlar tarafından medenileştirilen mongoloidlere geçtiğini iddia eder. şimdi kelteminar kültürüne, iskitlere filan girmeyeceğim ama arkeolojik buluntuların bu görüşü pek desteklemediğini söylemekle yetineyim. zaten diadoros, strabo gibi tarihçi ve coğrafyacılar da kabile ve boy isimlerini iskitlere mal etmeye çalışmıştır.
hun konfederasyonunun da köktürklerden çok farkı yoktur. yönetici bir boyun etrafına kümelenmiş uruklardan oluşan bir budun ve tabi devletlerin de katılımıyla oluşan bir il. ordos bölgesindeki yay çeken uluslar birleşince hun adıyla bilinmiştir. siyenbi, vuhan, yüeçi, kie kun, uysun gibi halk ve konfederasyonlara şudur budur diyorsak hunlara da diyeceğiz elbette.
hunların ortadan kayboluşuyla kötürklerin il tutması arasında nereden baksanız beş asır vardır. bu kadar sürede köprünün altından çok sular aktı ancak gavçı, geç hun hanedanlıkları, tavgaçlar sayesinde çıkarımda bulunmak çok da zor değil.
oğuz kağan destanı dediğiniz destan da modun un gerçek yaşamının tahrifata uğramış halidir.