Çocukluk saçmalıkları/şirinlikleriyle dolu anılardır.
Kaç yaşlarındaydım bilmiyorum.
Sanırsam 3-4 aralarındaydı.
Oturduğumuz ev yokuşun oldugu bir yerdi. Çocuklarla beraber oynarken yere düşmüştüm. Koşa koşa eve gittim, canım acıyordu ama ağlamıyordum. Çocukken de canımın acısıyla ağlamazdım.
Eve gittiğimde annem 'aaa noldu bu dizine, deve çıkıcak bak şimdi' demişti.
Gerçekten deve çıkacağını sandığımdan korkup bağıra bağıra ağlamıştım. 'Deve çıkmasıııın, ühüüüğğ. Deve çıkmasınnnn.'
Annemin bahsettiği devenin kan olduğunu anlamam çok uzun sürmüştü. (beş yaşıma kadar falan)
Düştüğümden dolayı ağladığımı sandığından babam bana çok kızmıştı. 'Kendi düşen ağlamaz.' der sürekli. Halbuki kızmak yerinme sarılsa susardım. Bilirdi.
O yaştaki bir çocuğun güçlü ve dirayetli durmasını beklemek çok saçma.
Çocuksun sonuçta, güçlü durmayı değil, şefkati öğrenmen gereken zamanlardasın.
Not: annem bir dondurma alarak beni susturmuş ve yarama pansuman yapmıştı. Ne kadar garip günlerdi.