Gerçek, 1001 boncuklu abaküs tahtasında problem çözerken sürdüğün faytonu koyunlar çekişini izlerken daha hızlı çekmeleri için melemektir. Sonra hafifçe kırbaçlarsın her birini, zırvalamak yok diye haykırırsın üstüne üstelik onlardan kırptığın yünlerle geyik motifli bir kazak yaptırırsın. Sen bütün bunları yaşarken izlandanın en zifiri köşesinden kuzin çıkarda feminist sevgilisiyle sana çivilenmeye gelirler.
Bütün mangırlarını yaftalanmış ürün gibi kodlamaya başlarsın. Sonrasında bütün planktonları Pasifik okyanusunda hayat mücadelesi verdiğini görürken ikinci bilinmeyenli bir denklem gibi kendi gölgeni kovalar durursun.
işte dostum kısaca gerçeklerde bu kadar saçma bir o kadar da çarpıcıdır.