doğaya uyum sağlamak bir türün kendi çabası ile olan bir şey değildir ve türler akılla hareket etmezler.
mesela baktarilerden örnek verelim. antibiyotik ürettik ve belli bakterileri yok ettik. bu antibiyotiği çok kullanmak da sıkıntı oluyor.
şöyle ki; bölünme esnasında dna da olan bir değişiklik çeşitli türde bakterilerin oluşmasına imkan sağlıyor. sizin elinizde olan antibiyotik a bakterisini öldürüyor diyelim. yeni oluşan bakteri ise b olsun. ( bunun oluşması rastlantısal hataların ürünüdür)
şimdi a bakterileri ortamda ölüyor. bu sefer b bakterileri boş kaldı mI?
işte bu boşta kalan b bakterileri ürüyor ve artık kendini ileriye aktaran bu bakteriler oluyor.
virüslerde de aynı mantık vardır.
ancak işin bu kısmından çıkacak sonuç evrimin bir mantık yürütmediği ve doğanın anlık seçimleri sonucu belli sonuçların ortaya çıktığıdır.
b bakterisi a bakterisinin tükeneceğini bildiğinden veya bunu öngördüğünde mutasyona uğramadı( zaten bu öyle mantıklı bir süreç değil) ancak bu onun işine yaradı ve hayatta kaldı.
zürafa örneğini de verelim. zürafa dala uzanıyor kafası uzuyor falan filan olayı değildir bu durum. mesela ağaçlar uzun ama hep boynu kısa türler var. işte belli kalıtsal mutasyonlar birikiyor ve uzun boyunlu bir zürafa ortaya çıkıyor. şimdi doğa kısa boyluları beslenemediği için elemiş oluyor. sonra bu uzun boylu zürafa üreyerek hakim konuma geliyor.
burada ne doğal süreç, ne bu süreçte zürafanın durumu fark edip kendini mutasyona uğratması gibi bir mantık yoktur.
işte doğanın seçim yapması ve rastlantısallığın mantığı bunun üzerinedir ve bunu anlamak evrimi anlamaktır.
mantık önemli, gerisi sadece o mantığı açıklamak için doğal örneklerden oluşuyor.