ben sınavı profösör mehmet özer yüzünden kaybettim. karakalem çalışmaları mehmet özere gösterdim. adam onurlu gururlu çıt kırıldım adam. çantamda yabancı birine ait karakalem kitap vardı çalışmaları gösterirken onuda gördü. rahatsız oldu meğer mehmet özerinde kitabı varmış. yabancı kitaptaki karakalem çalışmalar harika olunca mehmet özer mecazi anlamda kırıldı, bozuldu. karısı lisede resim öğretmeniymiş. benim resimlerden anladığımı biliyorlar. karısı, mülakatta girdiğinde orda nurten hanım devrim bey var dedi yüzüne gözüne bak dedi bakmazsan okula almaz demişti. bu lafı bana komik gelmişti. bir yandanda benim yaptığım karakalem çalışmaları ayıklayarak belli başlı sıraya koydu. mulakata girdim. çok fazla konuşmadık. sağ sırada devrim oturuyor adam çalışmalara baktı uyum sağlamıyor dedi işin içinden çıktı. meğer sonradan anladım oyun olduğunu mehmet özer bölümler arası iletişim halinde bölümdeki hocayla okulda konuşuyordu, adamın kırıldığını biliyorum onun yüzünden beni almadılar okula. zaten karısıda benim karakalem çalışmaları gerekli kafasına göre düzenlemişti. yani mecazi anlamda sehpa hazırdı. canlı canlı idam edildim.
profösörleri öğretim üyelerini psikolojik olarak doyurmadıkları için en ufak çıt kırılmalarda okula almıyorlar. kapıda görevli vardı durumu görevliye anlattım o profösörler ne canlar yaktı dedi. durum bundan ibaret.
aradan yıllar geçti şimdi bir bakın bakalım türkiyenin tablosuna.
o yüzden çalışmalarınızı okuldaki öğretim üyelerine göstermeyin. sonra çıt kırıldım olurlarsa bir sebebten dolayı üzülürlerse okula almıyorlar.
dediğim gibi sadece öylesine uygulanan sınav sistemi var. kura ile yapsalar bu işi daha iyi. okul belli başlı eğitimler veriyorlar. orta okuldaki teknik resim dersi yada serbest resim dersi gibi.
