geçenlerde martin eden'ı 15 yıl aradan sonra tekrar okudum ki tekrar demek biraz saçma geliyor ilk kez okudum demem daha doğru olur. martin eden'a (serüvenli kısımları geçtim) bir yazarın yazar olma serüveni olarak bakmak gerek çünkü otobiyografik bi eser desem yanılmam. okurken "vay anasını" diyip durdum; böyle bir hırs, böyle bir istek, böyle bir kendi küllerinden kendini yaratma! kolay değil.
bi o zamanları düşündüm, o zamanların edebiyat ortamını, yazma eyleminin nelere mal olduğunu bir de şimdi götünden kitap çıkaranları (bunu romantizm yapmak için yazmıyorum) sonra "şimdi daha iyi anlaşılıyor büyük yazarlar, büyük yaratılar dönemi neden kapanmış" acı, zorluk, parasızlık, savaş gibi unsurlar olmayınca, götünden çıkarttığın kitabın edebi olduğunu ne kadar düşünebilirsin ki? mesele iyi kitap-kötü kitap değil mesele büyük anlatılar döneminin son 50 yılda yavaş yavaş kapandığı gerçeği yoksa edebiyat biter mi hiç?