-yastığa sinen sevgili kokusu- satıyordu yalnızlar caddesinde ne idüğü belirsiz bir girişimci.hayır tahmin ettiğin gibi iflas etmedi.iflah oldu.en piyasacı terimiyle valiyi gömdü.
-herkes bu kadar yalnızken neden herkes bu kadar yalnız- tabelalı bir 'şiirci' vardı tam karşısında.alenen şiirciydi.şair değil.siparişle şiir yazıp satıyordu.
akrostiş, lirik, methiyeler düzen vesaire vesaire...tamam kabul, klişe bir sözü slogan yapmıştı ama yine de iflas etmedi.iflah oldu.
yastığa sinen sevgili kokusu satın alan, ileri genç veya erken orta yaşlı veya nadir de olsa yaşlı modern metropol insanı,ki daha çok kadınlar, hemen karşıya geçip bir de adına yazılmış şiir satın alıyordu.
mutlanıyordu.bir dakikadan uzun olduğu kesindi.sevindirik oluyordu.yalan da olsa. sonra sanal alemden düşürdüğü bi seks partneriyle vahşi bir gece.evet tahmin ettiğin gibi.bilgisayarlar prezervatif korumacılığındayken...çığlıklar boldu ama..yalan da olsa...sigaralarını yakarken ikisi de biliyordu gerçeği..buluşacaklardı bir gün belki yüzyüze...ama yine de doymayacaklardı.
metropol insanının kadın olanına sorsan,erkeğe yakında ihtiyacı da kalmayacaktı.tek başına hamile kalacak falan filan.--adı üstünde işteş bir fiil yavrucum sevişmek,tek başına olmaz ve vibratörle saadet olmaz--
bir de şey var; herkeste bir bizınızmen ,bir bizınısvumın tripleri.sahte gülümsemeler.hayvani hırslar,beylik işletme lafları, riya kokan sikımtrak sikımtrak cümleler ve acı ama gerçek mutsuzluklar...soylar biraz tehlikede sanki.
ben kaçtım.akşam da bi ivent varmış.* şansım yaver giderse bi de bizınızwumın düşürürüm.yansın geceler......
cep telefonum çalıyor.şu leptapımı bi saniye tutar mısınız??-sokayım cep telefonuna.