kilitli kalma sendromu olarak da bilinir.
ilk kez 1966 yılında tanımlanmıştır. hastalar adeta kendi vücuduna hapsoluyor. görüyor, işitiyor, tat ve kokuları alabiliyor, temas edildiğinde algılıyor; hatta acı bile çekebiliyor buna rağmen çevreleriyle etkileşime geçemiyor.
Bu sendroma sahip hastaların anlattıklarına göre ise bu durumun en kötü yanı, hareket etmekte ve konuşmakta çekilen güçlük neticesinde duyulan şiddetli endişe ve korku duygusu.