1) Bir şeyin umut vermesi onun yalan olduğuna nihai bir delil değildir.
2) Zeus veya Allah kıyası felsefi anlamda yapılabilir. Nitekim yapılmıştır da. Bir kere evrenin var olması için tevhidi iddia olması gerekiyor.
Yok eğer dersen ki, birden fazla tanrı var, bu takdirde aralarında hiyerarşi olması gerekiyor. O halde en üst bir tanrı olmalı.
Kendisinden üstü olan bir şey de tanrı olamaz.
Aynı şekilde tanrı kavramı insan şeklinde, evlenmeye, yemeye içmeye ihtiyaç duymamali, nefsi hareketleri olmamalı. Zira ihtiyaç duyan şey noksandir ve tanrı olamaz. Fakat bahsettiğin tüm dinlerde felsefi mantıksızlık mevcuttur.
3) Tanrıyı bilemeyiz ama madde ve kuarklarin bir sebeb olmadan var olabildiğinin de akla aykırı olduğunu bulabiliriz. Aynı şekilde evren öncesinde bir seyler vardı iddian olsa bile, evrendeki patlamayla bunca hassas dengeli canlının olduğunu iddia etmek büyük bir mantiksizliktir.
Şunun gibi:
Bir kitap sayfasındaki harfleri elimize alıp onlari deftere atsak, aynı cümlelerden oluşan sayfanın çıkması katrilyondan daha küçük ihtimaldir.
Yani maalesef evren öncesi bir şeyler vardı deseniz de, evren sonrası bilincli canlı oluşumunu aciklayamiyorsunuz.
Bu sebep üst akıldır. Bu metafiziksel, hayali bir yaklaşım değil, gerçeğin ta kendisidir.