dinler yok olacağı gün gibi uzun ölçekli atmayı ben biraz boş buluyorum.
evren boşluk sevmez ve insanla bilinmezlik karşısında acizdir, bilmeyi ister. bazıları inanarak bilmeyi sağlar veya kendi kendini tatmin eder. işte bu kesime biz dindar diyoruz. bu insanların bilme ihtiyacı bu şekil.
ancak ateizmin güçlenmesi altında( ya da salt ateizm demeyelim din dışı diyelim deistlere, agnostiklere ayıp olmasın) bilimin ilerlemesi vardır.
tanrı yoktur demek veya din yalandır demek salt tanrıya inanmak veya bir dine uymakla aynı kafadır.
nasıl bir dindar tanrı vardır değip bunun altını dolduruyorsa yoktur diyen de bunun altını doldurmak zorundadır. bu da bilimsellikle olur.
kim ne derse desin, dinsizliğin artmasının altında dinsizliğin artık güçlenmesi var ve bunu sağlayan şey bir şeyleri açıklarken artık dine olan ihtiyacın git gide azalmasıdır.
bugün ne kadar götü başı açmak olarak görseler de seküler yapının dayattığı bir ahlaki norm ve yaşayış biçimi vardır. bunun dinle çelişik yanları elbette vardır ama din dışı yaşamın artık normalleşmesi yolunda büyük bir adımdır.
demek istediğim; artık din dışı fikirlerin güçlülüğü, toplumda normalleşmes, yaşam olarak altının dolması dine karşı etkin bir rol oynamaya bu fikirleri itiyor ve dine ihtiyaç git gide azalıyor.
daha da ilerde insanlar geriye dönmeyeceği için dinsizliğin artacağını öngörmek pek uçuk değildir.
ancak din, her zaman kendini bilinmeyene temellendirecek ve burası üzerinden hayal pazarlamaya devam edecektir. bu yüzden dinin amacı nasıl inanmaksa ve onu ayakta tutan da buysa, din dışı alanların amacı da bilmek olmalı.