itiraf etmeliyim çok odun bi' insanım ben. Hayatımdaki çoğu yakın arkadaşım bu memnuniyetsizliğimden ve umursamazlığımdan şikayetçidir. O yüzden kalıcı arkadaşlar hemen "ben seni böyle severim lavuk." diye gösterir kendini. Zaten normal önüme düşem biriyle iyi günleşirken bile elektriğimin uyuşması zordur. Ama şu 6-7 aydır önüme düşen insana bile üzüldüm, ağladım. Tarif etmeye lüzum yok bu duyguyu burada ama bi ankara insanı olarak bu patlamalar; hiç aklıma gelmeyecek insanları getirdi aklıma. ilkokulda hocaya beni şikayet eden o sümüklü yaşıyo mudur diye düşündüm. Hiç sevmediğim akrabalarım ankaraya geldiğinde oraya gitmişler midir? Dedim. Velhasıl tutup aklıma gelenlerden birini bulma yada arama çabasına düşmedim. işyerinde nefret ettiğim üstlerim, okuldaki malozlar, salak akrabalar... Hepsine oturup ağladım. O arada babam hasta oldu onu ağladım, sevdiğim insan için günlerce ağladım, aile büyüklerimin hastalıklarına, derslerime, işteki strese ağladım. Hiçbiri sevdiğim insanların bigün prim yapmak pahasına patlatılan bi bombada ölebilceklerinin ve adli tıp isim listesinde isimlerini arayıp onları teşhis edebilme ihtimalimin acısını geçemedi. Ben aranmayı ben ölmeyi tercih ettim bunları düşündükçe. Hiç korkmadım sanırım ölümden: yakınlarımın öldüğünü düşününce götüm tutuştu ama hep. Onları öküzlüğüm yüzünden kırdığım her saniye için gidip tek tek özür dilemek istedim. Ama itiraf etmeliyim ki ben çok odunum -dışarıya- bi gün yakınım olursan gözünün içine baka baka istediğin şeye "hayır" diyerek, içimden kan ağlayabilirim.