Elinize bir Kuran alınız. Okuyunca Kuran-ı Kerim’deki en büyük azarlanan toplumun israiloğulları olduğunu göreceksiniz. Eğer elimizdeki Kuran-ı Kerim, aslı bozulmuş ve değiştirilmiş olsaydı, bu tahrifatı israiloğulları yapmalıydı. Çünkü Kuran-ı Kerim’de en fazla azarlanan toplum israiloğullarıdır. Ayrıca israiloğulları , islam düşmanı Müşriklerden farklı olarak üstün ırk psikolojisine sahip olduğundan israiloğullarının diğer topluluk ve tapımlardan daha fazla Kuran-ı Kerim’e düşmanlık potansiyelleri vardır(*). Şu anda dünyamızı saran karanlık bulutlar uyuşturucu , silah ve daha diğer mafyaların eseridir. Tüm bu mafyaların altında yatan gerçek ise ; bu düzenin mimarlarının ve ana uygulayıcılarının israiloğulları olduğudur. Eğer israiloğulları , Kuran-ı Kerim’i tahrif edebilseydi, eğer Kuran-ı Kerim metni , bozulmaya değiştirilmeye uğrasaydı , ilk önce israiloğullarını azarlayan ayetler bozulur tahrif edilirdi. Kuran-ı Kerim’deki ‘israiloğulları’ imajı silinmeden israiloğullarına rahat yaşam , rahat faaliyet olamazdı. Geçmiş yüzyıllarda, islam topraklarında ise israiloğulları, yalancı müslümanlık-münafıklık temelinde bu tahrifi yapabilecek ilk kişilerdi. Ama elimizdeki Kuran-ı Kerim’de israiloğullarına dikkat çeken , onları azarlayan ayetleri görüyorsak demek ki Kuran-ı Kerim hiç değiştirilmemiştir(**).
Kuran-ı Kerim’de , yedinci yüzyıldan itibaren bir değişiklik olsa idi , Yahudiler bunu kullanırlardı, herkesi haberdar edip, Kuran’ın yayılmasını engellemeye çalışırlardı.