siz kapının hemen dışında delirmektesinizdir, eşiniz içerde çığlıklar atmakta.. o kadın ikinizin çocuğunu ilk nefesine kadar içinde taşımış, nice ağrılar, sıkıntılar yaşamıştır ve en son haykırışlar bu sıkıntıların da doruk noktasıdır. az sonra bir ağlama sesi gelecektir içerden, dört gözle beklemektesiniz. derken kapıyı aralayıp yanınıza gelen beyaz elbiseli bayan size şu soruyu sorar, "siz x'in eşi misiniz?", "evet", dersiniz. "geçmiş olsun, nur topu gibi bir oğlunuz oldu" ** der. sizin için o an erkek ya da kız çocuğunuzun olması önemli değildir, yüreğiniz ikiye bölünür, bir yarısını çocuğunuz kaplar, diğer yarısını da geri kalanlar. o anda belki aklınıza gelecek tek soru vardır, "eşim nasıl?". hemşire eşinizin de iyi olduğunu söylerse işte o zaman neşeniz katlanır, içiniz rahatlar.. sıradaki sıkıntılar uykusuz geceler, yersiz uyanışlar ve pışpışlamalardır.