şehir merkezinde ilçeler arası ulaşımın idare edildiği yazıhane barakadan bozma bir şeydir. ardahanlılar şehiriçi terminali filan der. bu terminalin tuvaleti yoktur. ardahan'a ilk gidişinizse ve çişiniz gelmişse hemen en yakın tuvaletin nerede olduğunu öğrenmek için ardahanlı bi arkadaşınızı ararsınız. arkadaşınız kura nehrinin üstündeki köprünün ayaklarını tarif eder. inanmazsınız,inanamazsınız lakin bir süre etrafı gözlemledikten sonra insanların gerçekten kura nehrinin içine sıçtığına tanık olursunuz.
insanları fakir, gariban, samimi anadolu insanıdır. halkın çoğunluğu türkmen filan değil bildiğin ahıska türküdür. ayrıca şehirde mutruf adı verilen çingenelerle kürtler de yaşamaktadır.
insanlar hayvancılıkla ve kısmen de olsa tarımla uğraşırlar. ne yapın edin bu şehirde döner yemeden gitmeyin.
kışları çok soğuktur. eğer batıdan gelmişseniz siz üç kat kazağın altında tir tir titrerken poşetten kendine ayakkabı yapmış tipiyi hiç iplemeyen çocuklar görürsünüz.
otellerinin kötü bir ünü vardır. derler ki gece ikide kapınız çalınırsa açmamazlık etmeyin.ben şahsen tecrübe etmedim.ardahanlıların yalancısıyım.
trafik sorunu pek yoktur.çünkü şehirde traktör,minibüs ve at arabasından başka taşıt yoktur. özellikle o kadar çok at arabası var ki,at arabalarına plaka takma zorunluluğu getirmişler.
artvinlilerle pek iyi geçinemezler. iki komşu şehir aynı yaylayı kullandığı için sık sık hayvan hırsızlığı veya odun kaçakçılığından mahkemelik olmaktadırlar.
zorunlu doğu hizmeti için memurların kete diye tabir ettikleri bir yerdir ardahan. eğer tercih ederseniz en az iki sene kahvaltıda peynirin ve balın en kalitelisini yersiniz.