"cumhur", kelime manasi itibariyle zaten cogunluk demek oldugundan bu cogunlugun baskani da yine onlarin tercihine bakar. evrensel normlarda cumhur olma sarti 2/3 olarak kabul edilir. yani salt cogunlukta dedigimiz +1, cumhur degildir. dolayisiyla efsunlu bir tamlama olarak sik sik gundeme gelen "toplumsal uzlasma" denilen sey iste bu 2/3 oranidir. birisi kalkipta ben geriye kalan 1/3'e dahilim ve digerlerinin istedigine karsiyim derse ne olacak? cevap cok basit: bunu demek cumhuriyeti anlamamak demektir.
su ana kadar secilen cumhurbaskanlari icerisinde ataturk ve inonu'yu saymazsak, birde kenan evren'i, geriye kalanlarin hepsi bu mantik cercevesinde secilmistir. yani burda asil anlasilmasi gereken uzlasmanin ne oldugudur. eger isin icine uzlasmanin mahiyeti girecekse burada soylenmek istenen ustu kapali seckinciliktir. tipki turkan saylan'in dedigi gibi "biz asiliz, bizim istemedigimiz bir sey bu ulkede olmaz" anlayisi gibi. ya da george orwell'in meshur "herkes esittir ama bazilari daha esittir" sozuyle anlattigi durum gibi.
bazilarinin cogulcu demokrasiyi kucumseyip oklokrasi ya da "filipin demokrasisi" kavramlarini kullanmasi, demokrasinin ve cumhuriyetin temel ogesi olan halka inanmamasi ve kucuk gormesinden baska bir sey degildir. zaten birilerinin cikip "gobegini kasiyan adam" nitelemesi yapmasida bundan baska bir sey degil. bu zihniyetin istedigi 27 mayis ihtilalinden sonra beklentileri gerceklesmeyen bir kisim zumrenin, ki bunlarin doktrin yapicisi da ilhan selcuk, aksiyoner kanatta ise dogan avcioglu'nun bulundugu 9 mart cuntacilaridir, baas tarzi bir olusumu "milli demokratik devrim" adi altinda savunmaktan baska bir mana ifade etmez.