Her şey bitmiş, etkinlik geçmiş, yemek yenmiş, hesap ödenmiş, masadan kalkılıyor. Bir baş ağrısı ki ta kökünden vuruyor kafatasımın.
Kahveye geçelim son kalan üç-beş kişi diyorlar. Hiç kalasım yok baş ağrım yüzünden. Gidip kendimi yatağa gömmek istiyorum. Sabah üstümde toprakla uyanmaya dair imgeler üretiyorum.
Tekrar başlıyor ağırlığı varlığın. Duman yeniden ciğere doluyor. Baş ağrısı büyüyor. içlerinden biri sen de kal diyor. Beynim dönmüş sızlamaktan, sen de gel gidelim diyeceğim yerde sen de kalırsan kalırım demişim. Tamam işte ben kalıyorum diyor. Dediğimi düzeltmek kalmaktan daha zor geliyor.
Başım ağrıyor diyorum, bitki çayı getiriyorlar. Bir saat daha kafalar ütüleniyor. Kıvrımlarım yumuşuyor dinledikçe. Çay iyi geliyor, ağrı geçiyor.
Tütün muhabbeti, kalkmaya yakın. Kafir yansın diye erken kalkıyoruz birkaç dakika.
Bir köpek çıkageliyor, elimin yanında bitiyor burnu. Onun Burnuna sınır çizmeye kalkan kapitalist bir el bu bendeki. Sınırlarını kabul etmiyor, bağımsızlığını ilan ediyor burnunun. Elim üzerinde direniyor.
Savaşı o kazanıyor. ilk kez bir köpeği seviyorum. Yolun bittiği yere kadar eşlik ediyor.
Korka korka sevmek böyle demek diyor sol elim bana. Bir sigara daha tutuşturuyorum haddini bilsin diye.