80 lerde bas gitar çalıp, arjantin bardakların ardından dünyaya altın sarısı bir renkten bakıp; özgürlük! diye haykırırken, jack kerouac' ın yolda' sından esinlenip motorsikletiyle ege sahillerinde ortamlara akarken, siyahı özentiden değil reddedişten giyerken; seksen sonrasının düzeninin çarkları aarsıdna dejenere olmak zorunda kalmış ve ya gitar ve metallica tşörtlerisatmak, ya tattoo işi yapıp sahilde hayat felsefesinipazarlamak, ya da azcık altyapısı zayıf ve kaznıda bozuksa; üniversite barlarında bar filozofu tripleriyle çıtır avına çıkmıştır. tabii av sezonu genelde sönük geçer o da ancak üniversitedeki ilk yılın acemiliğini yaşayan ve her siyah tşört giyen adamı rock' n roll tanrısı sanan bir kızcağızla yaşanan berbat ve kısa süren bir sevişmeden ibarettir. azcık aklını başına topyalabilenleri evlenir ve karısıyla kayınpederinin parasııyla açtıkları internet cafe' denekmeğini çıkartabilir. kafasını kullanamayıp, prostatının da farkında olmayanlarsa çıtır avı birgün hzılanır sanarak sidik kokan bir bekar odasında can verirler.
