üç beş kişi toplaşır tabir-i caizse eşşek gibi içersiniz bir akşam, sızıp kaldığın kanepede tüm yorgunluğuna rağmen herkesten once uyanırsın, yattığın yerde "yok ulan yok, bu meret bana dokunuyo. kokudan belli" diyerek osurup duruken üşenirsin kalkıp su içmeye ama zaten susuzluktan uyanmışsındır a yavrum, dilden damaktan mideye uzanan yol alev alev yanmaktadır, vücuttaki hararet yanaklarda ve kulaklarda yoğun bir şekilde hissedilmektedir.
bu lanet olası, piç kurusu yangına daha fazla tahammül edemeyen bünye kalkar, damacanın dibindeki takriben 5-6 bardaklık suya bakıp acımasızca, bencilce, açık konuşayım karaktersizce pompayı söker suyu pompalarken çıkan "possuk possuk" sesini ele duyurmamak için.
"hoh" diyip ağzını silerken zerre suçluluk hissetmez bu insan. buna damacanayı kafaya dikmek denir. olaydan bir süre sonra uyanan diğerleri susuzluktan kırılır şekilde dolanırken, senin omuzlardaki böğürdeki ıslaklık gözlerinden kaçmaz, boş damacana senin kafaya bir gider bir gelir aynen "dup dup dup" sesleriyle. buna da damacanayla kafa sikmek denir.