sinop'un kastamonu tarafındaki küçük ilçesi. ayrıca hayatımın ilk 14 yılını geçirdiğim kapalı kutu.
çok küçük bir yer, öyle bir yerde yaşamamış olanların tahmin edemeyeceği kadar hem de. sinop merkezde yaşayan kişiler bile oranın çok küçük olduğunu söylüyorlar ama, türkeli'nin nüfusu 7000 ve ne sineması var, ne dershanesi var. metropol yaşamı çok iyi diye demiyorum, ama orada bulabileceğiniz kitap çeşidi 150'yi geçmez, zaten 100'ü de klasiklerdir. ben oks adı verilen sistem sağolsun, dershane için her hafta 90 km gidiş, 90 km geliş, toplam 180 km katediyordum.** etütlere falan giremiyordum tabi. sinop merkez ve türkeli arasındaki yolu bilenler anlar beni. orada sevgilinizle gidip rahat rahat oturabileceğiniz bir yer de yok. mahalle baskısı olağan bir şey.
bir de küçük olduğu için iktidar partisinin kadrolaşmasına aşırı maruz kalmış bir ilçedir. milli eğitim müdürünün gönderilip 4 yıllık bir öğretmenin milli eğitim müdür vekilliğine getirilmesi, ilçenin beden eğitimi öğretmenleri dururken gençlik ve spor ilçe müdürlüğü vekilliğine din kültürü öğretmeninin getirilmesi, sonra o öğretmenin anadolu lisesinin müdürü olması... benim babam da okul müdürü ve sırf onlarla aynı siyasi görüşü paylaşmadığı için ona saldırıyorlar. zamanında benimle salonda top bile oynamış olan babam aksi bir ihtiyar oluyor günden güne. adam iyice kelleşti, kilo aldı. annemle de anlaşamıyorlar, sürekli bir problem olduğu için evle de ilgilenemiyor. ben babamı istiyorum. sonra bir de siyaset gereksiz derler, ben de isterdim öyle olmasını ama değil.
işte böyle, küçük yerler bozulmadıkları sürece güzeldir ama, bozuldukları anda da cehennemden farksız olurlar.