Terör nedir, nasıl gelişir gibi soruları incelemek gerekiyor.
Terör bir siyasi veya dini topluluğun korku, karmaşa yaratmak veya gündem değiştirmek amacıyla yapılan eylemler bütünüdür. Terör iki kaynaklı olabilir.
1. Devlet kaynaklı ve destekli terör: Baskıcı dikta yönetimlerinde siyasi rakiplere veya gelişen toplumsal muhalefete yönelik, devlet o kesimi susturmak veya imha etmek amacıyla terörizm uygulayabilir. Devlet terörizm uygularken devlet kolluk güçlerini değil, paramiliter güçleri kullanır.
2. Devlet kaynaklı olmayan terör: Bazı devletlere, kurumlara veya siyasi görüşe yönelik korku, imha amacıyla terör eylemleri uygulanabilir. Bu eylemleri yöntem olarak kabul etmiş örgütlere terör örgütü denir. Terör örgütleri bazen onbinleri bulan militan sayısına ulaşabildiği gibi bazende dar kadrolarla hareket edebilirler. Temel karşı tarafı şiddet, baskı, korku kullanarak yıpratmak veya yıldırmak ve siyasi kazanım elde etmektir.
Dolayısıyla Türkiye'de bu iki terör şekli de görülüyor. Baze devlet, devlet kaynaklı olmayan terör örgütleriyle de hareket edebiliyor. Suriye'de vuku bulan iç savaşa körü körüne müdahil olmanın geri dönüşleri olarak, Suriye iç Savaşı Türkiye sınırlarına taşıyor.
Ayrıca Kürt sorununda çözümün askeri yollarla arama çabası da, terör örgütü pkk'nın misillemelerini de arttırıyor ve çatışmalar düşük yoğunluklu bir iç savaş şeklinde seyrediyor. Ancak son olaylarda görüldü ki, pkk bu düşük yoğunluklu iç savaşı bölgesel olarak değil, Türkiye coğrafyasının tüm alanlarına genişletmeyi amaçlıyor.
Hem iç hem de dış politikada görüldüğü üzere, AKP içeride ve dışarıda siyasi kazanımlar uğruna savaş politikaları yürütmektedir. AKP'nin yapısal karakterine dönüşen bu politika biçimi dolayısıyla savaşın doğrudan tarafı olmayan sivil halkın ölümleriyle sonuçlanmaktadır.
Çözümü ise oldukça basittir.
iç savaşa yönelik çözüm için.
1. Öncelikle pkk silah bırakacak ve tüm silahlı unsurlarını yurtdışına taşıyacaktır.
2. Kürt sorununda çözüm için tüm toplumsal kesimlerin katılacağı bir süreç başlatılmalıdır. Akademisyeninden, STK'lara, siyasi partilere, derneklere kadar geniş bir tartışma ve uzlaşı zemini oluşturulmalıdır.
3. Devlet veya iktidar kendisini çözümün tek adresi olarak tanımlamamalı, çözüm için sivil inisiyatifin etki alanını genişletmelidi.
4. PKK ve Öcalan, Kürt halkının tek ve gerçek temsilcisi olarak tanımlamamalı, çözüm için iradeyi toplumun geniş kesimlerine bırakmalıdır.
5. Devlet ve siyasi iktidar, Kürt sorunun çözümünde sivil inisiyatifin önerileri doğrultusunda hukuki ve yasal zeminleri hazırlamalı ve bunu kapalı kapılar ardında değil, halkın geniş kesimlerine gözeterek yapmalıdır.
6. Kürt sorununun çözümü tüm tarafların uzlaşı iradesiyle çözülebilir. Sorunun çözümünde sihirli bir değnek yoktur. Nasıl ki sorunun oluşması onlarca yıl almıştır, çözümü de onlarca yıl sürecektir. Bu süreçte taraflar anlaşmalara riayet etmeli ve koyulan kırmızı çizgilerin ardına çıkmamalıdır.
Dış tehlikelere yönelik çözüm için
1. Türkiye Suriye başta olmak üzere dış ülkelerin iç ilişkilerine müdahale etmemeli ve dış ülkelerdeki radikal terör örgütlerine silah yardımı yapmayı kesmelidir.
2. Türkiye'de sınırlarda 21 devlet kurumu(jandarma, tsk, gümrük bakanlığı, polis...) yer almakta ve sınır giriş çıkışlarında yetki sorunu yaşanmaktadır. Bu bağlamda savaş bölgelerini esas alan sınırlarda yetkileri tek bir kurumda toparlayacak ve militan giriş çıkışlarını önleyecek devlet kurumunun oluşturulması gerekmektedir.
3. Türkiye suriye iç savaşı konusunda medya ve devlet aracılığıyla halkı doğru bilgilendirmeli ve olası tehlikelere karşı yeni ve etkili güvenlik önlemleri almalıdır.
4. Suriye iç savaşında Türkiye barışı savunan bir tutum takınmalı, savaşın bir an önce bitmesi için gerekli uluslararası adımları atmalı veya atılması için ön açıcı olmalıdır.
Ancak tüm bunlar başlı başına yeterli değildir. Terör tehlikesi ülkenin demokrasi anlayışı, eğitim anlayışı, halkın politik yapısına göre şekillenir. Tüm bu yapıları değiştirmek süreç alacaktır. Nasıl ki Türkiye'de Işid ve pkk terörü bugün birden bire patlamadıysa, yıllara dayanan bir sürecinin sonucuysa bu politaklardan da kazanımların uzun yıllar sonucunda elde edileceği göz önüne alınmalıdır.
