Erdoğan meğer 14. Louis'in reenkarnasyonuymuş. Baksanıza ''ben gidersem devlet çöker'' diyor. Amacı, bilinçsiz ve korkutulmuş kitlelere kendisini ''çöken devletin önünde duran sağlam irade'' olarak yansıtmak. 72 yıl boyunca Fransa krallığı yapmış olan XIV. Louis de ''devlet benim'' cümlesiyle ünlüydü. Tahta geçtiğinde "Tek başına herşeyi ben yöneteceğim ve ben Tanrı'nın temsilcisiyim, ve monarşinin elindeki gücü sonuna dek kullanmak bana verilmiş ilahi bir haktır" demişti. Kendisini hanedanla, ulusla ve devletle bir bütün olarak görüyordu. Krallığındaki bütün politikacıların görevi de fiilen saray memurluğuna indirgenmişti. 1715'de sarayında kangrenden öldü. Geride, son derece lüks harcamalar, uzun süreli savaşlar, mali borç yükü ve kıtlık içinde bir Fransa bıraktı. 14. Louis yüzyıllardır yaşamıyor ama Fransa devleti yaşıyor. Hem de Fransız burjuvazisinin bir aleti, diktatörlük aracı olarak. Tıpkı Türkiye devletinin Türk burjuvazisinin bir aleti, diktatörlük aracı olması gibi. Ve Erdoğan gitse de gitmese de, Türk burjuva devleti devrimci proletarya ordusunun hücumlarıyla yıkılacak, yerine yeni tipte proleter devleti geçecektir. Tıpkı Fransa'da ve tüm kapitalist dünyada olacağı gibi. Proletarya ordusu geçen yüzyılda büyük bir savaş kazandı bile. Ve onun kaderi yenilgilerinden öğrenerek daha büyüklerini ve kalıcılarını kazanmak için hazırlanmak, saflarını düzenlemek, silahlarını elden bırakmamak, Erdoğanların ve burjuvazinin mezarını kazmaktır.