atlantis

entry75 galeri video1
    55.
  1. 100bin yıl öncesine ait kimsenin bilmediği bir bilgiyi, 30 kişinin olduğu bir salonda kulaktan kulağa oynayacak şekilde biriyle paylaşıp diğerlerine yaymaya çalışsak ne olur tahmin edebiliyorsunuz değil mi.

    sağır duymaz uydurur diye komik bir laf var ya hani..

    kalem yok, marketten alınan fiş yok, ki adam arkasına yazsın atlantis şuradaydı, mu buydu, agarta şuydu diye aktarsın 8 kuşak sonraki torununa.

    yazının olmamasından daha kötüsü varsa o da yazının çok kısıtlı olmasıdır herhalde. tablete yazılmış, birileri okumuş etmiş aktarmış ama ya okuyamayan? önce ezberleyen, sonra unutan, unuttuğu yeri uyduran kimler kimler olmuştur tarih boyunca. aynı gerçek, kulaktan kulağa misali kim bilir kaç farklı dala ayrılmıştır..

    atlantis muhtemelen buz devrinde yaşamış insanları anlatan bir konu. şuanda ortaya çıkarılmış insana ait izlerin elle tutulur kısmı, yerleşkeler, ürünler son buzul çağının bitimiyle başlıyor 10 bin yıl kadar önce. göbekli tepe'nin ortaya çıkarılmasıyla bu tarih biraz geri attı kendini ama ortada şöyle bir durum var,

    insanlar organize.. evet, plan program, iş gücü gerektiren yapılar inşa etmişler.

    mağaradan çıkan, taş alet kullanan, hadi küçük çaplı köy-şehir hayatı yaşadığını varsaydığımız insanların böyle organizasyonları yapabiliyor olması demek, buzul çağı sırasında da insanların organize bir hayat sürdüklerine işaret ediyor.

    peki, bu insanlar dondurucu şartlarda nerede yaşıyorlar? en olası ihtimal.. yeraltında yaşıyorlar.

    o şatlarda bir medeniyet kurulur mu, ne yerler ne içerler, tarım yapmadıklarını, avcı toplayıcı olduklarını kabul ettiğimiz bu insanlar nasıl hayatta kalır bunlar araştırmacıların konuları. fakat, insana yön veren bir hayvan varsa o da keçi ve öküzdür arkadaşlar ki bunlar eski insanların çizimlerinde tanrı olarak da resmedilir. insan bu hayvanın yediğini yer, yemediğini yemez. bunu hala yaşatan yerler var. o yüzden tarımcılık, bahçecilik, meyve sebze yetiştiriciliği bana çok aman aman şeyler gibi gelmiyor ki, bu atlantiste, cennette falan bahçeler bolca geçer.

    ardından bu uygarlıkların yok oluşu, su altında kalışı veya nuh tufanı dediğimiz olay var. bu da herhalde buzulların erimesine tekabül eder tarihte. yer altındaki ya da yere yakın yerdeki yaşamı, eriyen suların basması ya da şiddetli kasırgalar, yıkıcı yağmurlar.. medeniyetin yok oluşu.

    ama net bir şey varsa o da şudur, bugün insanlığın kabul ettiği uygarlık tarihi başlangıcından çok daha öncelerinde de insanlar organize bir yaşam sürmüşlerdir. bir takım kazanımları felaketlerle yok olmuş olsa da tekrar yer yüzündeki hayatı organize ettiklerini ve gittikleri yerlerdeki insan topluluklarını yönettiklerini, onlara bir şeyler öğrettiklerini düşünüyorum.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük