zamanın durduğu anlar

entry66 galeri
    20.
  1. Güzel, bulutsuz, güneşli bir cumartesi sabahı... Kuş sesleri...
    Gece 3'ü geçiyordu saat eve geldiğimde, yorgundum, öğlen 1 gibi uyandım. Hoş bir kahvaltı ettim annemlerle. Kardeşimin veli toplantısından gelmişlerdi, hocaların dedikleriyle dalga geçtik, güldük, eğlendik. Huzurluydum, bomboştum, gazete, televizyon faslından sonra odama geçtim.
    Ödev mi yapsam, kuzenle sinemaya mı gitsem, kitap mı okusam diye günün planını yapmaya çalışırken birden karşı sitenin otoparkında dokuz aylık oynayan 5 çocuk gördüm.
    Yatağımın ucuna oturdum, elimi pencereye dayadım, onları izlemeye başladım, içim acıdı, karnım ağrıdı, zaman duruverdi...
    90'lı yıllarda çocuk olmakla, milenyum çocuğu olmak arasında kimi ortak yanlar varmış meğer, kesişim kümemizde kimi elemanlar varmış, kurallar hiç de değişmemiş. Kaleye geçmemek uğruna yaptıkları ihtiyatlı tek pasları, dışarı çıkmasın diye çektikleri çekingen şutları izledim, kaleye geçenin kısa süreli hüznünü, kaleden çıkanın coşkusunu gördüm. Mutluydular, gülüyorlardı...
    Güzeldi onlar için de bu güzel, güneşli cumartesi sabahı. Benimkinden güzeldi kuşkusuz, imrendim onlara.
    Büyümüştüm, yanlarına gidip 'beni de alın oyuna' deyip kaleye geçmeye takatim ve cesaretim yoktu.
    Annem geldi sonra, kahve yapmış beraber içelim diye. Donmuşum ben, çözüldüm yeniden, zamanı eski haline getirdi annem.
    Şu ansa kafamı uzatıp pencereden bakasım yok. Hala oynuyorlarsa üzüleceğim zira...
    0 ...