"Baas rejimine ait 11 savaş uçağından Halepçe kentine atılan kimyasal gaz ilk önce çöp kokusu gibi kokmuştu, Daha sonra elma kokusuna benzer bir koku etrafa yayıldı… Ardından da çürük yumurta kokusu gibi bir koku etrafı sardı, çocukların gözleri kızardı, kusmaya başladılar, hayvanlar sessizce devrildiler, sonbahar olmamasına karşın ağaçların yaprakları dökülmeye başlamıştı. Etrafı derin bir sessizlik sarmıştı. Hiç kimseden ses seda çıkmıyordu. insanlar yok olmuştu adeta… Etrafı saran derin ölüm sessizliği artık ürpertici olmuştu. Korku filmlerini ve anlatılan ürpertici hikayeleri geride bırakan bu ürpertici hava ölümden kurtulanların damarlarındaki kanı dondurmuştu. Bir süre şok yaşadılar, sadece ölen kişilerin cenazelerine baktılar uzun süre, tekrar dirilip konuşacakları anı beklediler… Lakin bekleme faydasızdı ve 5 binden fazla insan saniyeler içerisinde hayata gözlerini yummuştu. Bir anda şoku üzerlerinden atanlar deli gibi bağırıp çağırarak ellerini dizlerine vurarak feryat ettiler. Kendilerine bu ölümü layık görenlere lanet okudular, kardeşlerine, bacılarına, çocuklarına,annelerine,babalarına, dedelerine,ninelerine ve çok sevdiklerini insanlara son kez dokundular. Ölüm bir anda sarmıştı etraflarını, cenazelerine gömmek için yola koyuldular. 5 bin insan için tek tek mezarlar açılmaya başlandı. Olayı görüntüleyen ve kendi nefes sesinden başka bir ses duyulmayan gazetecinin ağlamaklı sesi hafızalara kazındı. Biri din uğruna savaştığını iddia eden iran, diğeri ise Irkçı Araplar olan Baas rejimi, bu masum insanları kendilerine kurban seçmişti."
Kürtlere yönelik katliamlardan sadece bir tanesi. içinizi ürpertecek kadar korkunç bir film karesini aratmayacak kadar gerçek.
Ortadoğudaki sözde din kardeşlerinin batının silahları ile birbirini yok etmesi. Ölen yine masum insanlar ve çocuklara oldu. Fotoğraflara baktığınızda zaten kötü bir yaşam süren insanların böylesi bir muameleye maruz kalmaları gerçekten insanın içini öfke ile dolduruyor. Hayata, devletlere, muktedirlere bin öfke.
