partilerine açılan kapatma davasına karşılık olarak kuyruk acısı çekenlerin, "kiminki büyük" mantığıyla, kaç darbe sonunda bir kez bile ülkesini terketmeyi düşünmemiş bir insanı, evinin kapısında koruma polisi beklemesine karşın "aman kaçar" endişesiyle* seksen küsür yaşında sabaha karşı dörtte evinden aldırması hadisesidir.
başbakan ve taifesine ve dahi partilerine sadece dava açılmıştır; evlerinden sabaha karşı yaka paça karakola götürülmemişlerdir. tepki bunadır; yargıya saygınız diyenleredir sözüm.
malum parti yargılanıp aklansa ya da aklanmasaydı herhangi bir sorun çıkmazdı demokrasi işlerliği için.
lakin bu ülkeyi kuran askerler, ne yazık ki kolay yıkılmazlar, aldanmazlar. ordunun kömürü de unu da vardır çok şükür.
keşke demokrasi işleseydi, yargılama olsaydı da malum parti, malum kişiler yargılansaydı; o durumda demokrasinin işleyişi devam ederdi.
ama şimdi, bu olanlardan sonra ne olacak?
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir