bir markette karşılaşıp,''bakar mısınız yeşil soğan bunlar mi?'' sorusuyla, dün akşam hayatima girmiş ve uykularımı kaçırmış 19-20 yaşlarında eşsiz insan!
her şeyi anlarım ama birinin bu ülkede, yeşil soğanı tanımamasını bünye kabullenemedi. düşünüp, düşünüp formatlar üstü küfürler ediyorum. tamam bu insan bir tikky. götünden düşmek üzere olan pantalonu, rahatsız edici konuşma şekli var. ve yine tamam, herkes her şeyi bilmek zorunda değil. ama yeşil soğan lan bu, .mına kodumu cocuğu.
almanya'ya ilk giden işçiler için, bir şey anlatırlar. alt kattaki alman aile belediyeye şikayet etmiş üst kattaki türk aileyi. sebeb de, banyolarından sürekli alt kata su damlamasıymış. belediyeciler üst kata çıkıp baktığıklarında, banyodaki manzara karşısında şoka girmişler. bizim hemşo, küvete toprağı doldurup, soğan ekmiş. bildiğin taze soğan. taze taze her öğünde yiyorlarmış. öz be öz katığımız lan soğan. nasıl tanımazsın pezevenk?! *
sözlerimi yine eskilerden bir alıntı ile bitireceğim. şehirde çok uzun zaman kalmiş çocuk, köye döndüğünde babasına tırmığı gösterip, ''baba bu ne?'' diye sormuş. babası da, yerde yatan tırmığı kastedip gülümseyerek, ''bas şu çatalına ismini söyler'' demiş. çocuk tırmığın çatalına basınca sapı direk kafasına vurmuş. çocuk, kafasını tutarak ''vay .mına kodumu tırmığı'' diye çığlık atmış. baba da ''dememiş miydim ismini söyler diye'' demiş.
-bakar mısınız yeşil soğan bunlar mi?
-sok .ötüne yavrum gözünden yaş gelirse soğandır.