şalcı bacı

entry23 galeri video1
    16.
  1. Sene 1926. Erzurum’da kurulu idam sehpasında bu defa kanun adı altında dayatılan şapkaya muhalif olan ve urganın başına Kumandan Paşa’nın emriyle yaka paça getirilen Cumhuriyet’in ilk kadın şehidi Erzurumlu Şalcı Bacı var.
    Halk, muhalif olmanın bedelinin ölüm olacağını biliyordu, öğretilmişti bu durum onlarca ‘ulucan’ın yere düşen sarığıyla. Bunun için mevcut iktidar ne cana kıymaktan ne de kan dökmekten sakınmıştı. O güne kadar ‘bağnaz’ düşüncelerin odağı olarak lanse edilen nice insan son nefesini onların ipinde vermişti. Halk bundan alması beklenilen dersi(!) almış; konuşmaz, duymaz hâle gelmişti. Susmayanlar da vardı. Onlar yani sonu ne olursa olsun çıkarılan “kanun”lara, dayatmalara inancı gereği karşı duracak, bedenini siper edecek, ateş olup karanlıklara karşı yolumuza ışık tutacak canlar. işte o ateş, bu defa sözüm ona muasır medeniyetin önkoşulu olarak halkın önüne konan şapkaya karşı duruşun simgesi olacak bir kadını sarmıştı, Erzurumlu Şalcı Bacı’yı.
    Alınan kararla jandarmalar onu yaka paça idam sehpasına getirdi, sonra da tok bir sesin verdiği emir işitildi. “Şalcı Bacı” idam sehpasında sallanıyordu, şehid edilmişti. Darağacında olmanın verdiği şaşkınlıkla Kelime-i Şehadet’ten önceki son sözleri ‘Kadın şapka giye ki asıla!’ oldu. Cenazesi ‘ibret olsun diye’ iki gün boyunca ipten indirilmedi. Halk o kadar sinmişti ki ağıtlar bile kapalı kapılar ardında, gözyaşları içe dökülerek yakıldı. Çünkü hüznü dile getirmek, insan kanıyla temellendirilmeye çalışılan rejime karşı çıkmak demekti.
    O yıllarda halkın dönüştürülmesi için ihdas edilen her “devrimde” olduğu gibi bu süreçte de tek bir kişinin şehadeti sisteme yetmedi. Rejim muhafızı istiklâl Mahkemeleri şapka kanununa muhalefetten iki buçuk ayda 57 kişiyi idam etti, yüzlerce kişi için mahkumiyet kararı verdi.
    Şalcı Bacı’nın infazına yakın zamanda Cihan Aktaş ışık tuttu. iskilipli Atıf Hoca ve beraberindeki 25 âlimin yanı sıra Erzurumlu Şalcı Bacı’nın idam hükmünü de Çetin Altan’ın dedesi Tatar Hasan Paşa’nın verdiği ortaya çıktı.
    Şalcı Bacı ve binlercesinin ahı yerde kaldı. O ahlar bile her yanı kan kırmızıya boğabilecekken hâlâ devlet eliyle cinayetler işleniyor; insanlar son nefeslerini ıslak çukurlarda veriyor; zamanımızın darağaçları haline gelen ‘tecrit’lerde işkencelerle canlar alınıyor;,insanlar kimliğinden, ideolojisinden, inancından dolayı bir köşede kurşunlanıyor ve adına da katilin emriyle faili meçhul deniyor. Ne yazık ki bizler, müslüman halklar olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki suskunluğu aratmayacak fena bir suskunlukla infazları izliyoruz. Gittikçe bizi de boğacak olan karanlık suskunluğumuzu delmek adına geçmişle, bugünle yüzleşmemizin ve cinayetlerin hesabını sormamızın gerekliliği ne kadar açık…
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük