istenecek paranın hep gizli tutulduğu atraksiyonun mukaddimesidir.
ayağımda beyaz nayklar sıhhiyedeki üst geçitten oynaya zıpılaya geçmekteyim. elimde bir kaç kurabiye, yazdan kalma bir sonbahar havası, sözlükteki bakınızlara nisbeten mutluyum, duygularım spoilerlerinen açıklanır gibi değil. orda ördek desenli kırmızı kazağıyla yüzü başı kara bi çocuk yanaştı bana, paçalarımdan çekiştirdi. irkildim teletabizlerlen elele tutuşmayı bıraktık. karnımdaki ekranıma bakmaktan tutulan boynumu kütürdettikten sonra, çocuğun sorusuna maruz kaldım.
*boyim mi abi?
-olm beyaz ayakkabı görmüyon mu bu boyanır mı evladım?
*abi tozunu alayım yau, siftah etmedim bi milyon hadi abi ya.
-la get danaya bak hele tozu yok lan ayakkabının görmüyon mu?
*olsun abi ya. abim ya alayım tozunu fiyakana yakışsın.
-tamam lan tamam, al bakalım tozunu.
-nerelisin la sen?
*sarıkamış abi.
-evi sen mi geçindiriyon?
*ne evi abi yok ev mev.
fırş fırş fırş.-arada köprüdeki diğer çocuğa kürtçe bişeyler diyor-
*tamamdır abeey.
-al bakalım şunu(bir buçuk yetele)
*on milyon daha verecen(bak hele şeroya)
-lan al şu bi milyonu daha hadi yürü git.(çarparım haa ültimatomu)
*fiyüüüüü(ıslık ve toplanan sandıklı çocuklar çetesi)
-tabanvaaaayyyy
gör işte hayalinde benim gibi mutlu kurabiyeler, teletabiz filan taşımayan bu çocuğun hayat mücadelesini. geçinmek uğruna seni beni filan sikiyor, beyaz ayakkabıya yeşilden cila çekiyor, hayalleri var belki ama şu ayakkabım kadar bile beyaz değil. belki de acitasyon yaptı ibne ev mev yok diye 50 kuruşluk işçiliğe üç katı para verdim, üstüne deccallarını filan. yağmurlu bir havada tekrar buluşmak üzere boyim mi abi çocuğu.