tarihe duygusal bakanların asla ama asla sevemeyeceği zat-ı muhterem.
tarih duygusallık kaldırmaz. tarih; biyoloji kadar, kimya kadar bilimdir. yöntemleri vardır. olayları ele alış biçimleri bellidir, nesnel olmak zorundadır.
cengiz han bir peygamber değildir, dünyaya adalet getireceğini iddia eden bir insan değildir, barış vaadinde bulunmamıştır. cengiz han bir bozkır imparatorluğu hükümdarıdır. bozkır imparatorluğunda insanlar ölmek için yaşarlar. kendilerinden sonra gelenleri yaşatmak için kendileri ölürler, ve öldürürler. bu nokta çok önemli, yok etmeyen varlık var olamaz. ilkel insan topluluklarından günümüz medeniyetlerine kadar bu kural hiçbir zaman şaşmamıştır, şaşmayacaktır da. bozkır imparatorluğu ise bu kuralın en dürüstçe uygulandığı yapıdır.
bu yazı uzar gider. demem o ki cengiz han'ın kaç tane "masum" öldürdüğünü değil, kendi topraklarındaki insanlardan kaçını yaşattığını, rahat ettirdiğini sayın. mantıklı olan budur. bu odaklanmayı yakılan kütüphaneler, öldürülen bilim adamları vs. için de sürdürün, zira unutmayın ki bilim karın doyurmaz, aç insan yaşayamaz ve insan yaşamaya meyillidir. falan filan işte.