şahsen oscar aldığı için daha sıkıcı bir şey beklediğim film. ama çok hızlı bir giriş ve aksiyon ile gerilimi üst düzeyde tutması bana beklenmedik geldiği için sevdiğim film. o psikopat katilin ne yapacağını hiç anlayamıyor olmak heyecanlı anlar yaşattı.
katilin ilk girdiği dükkandaki adamda yazı tura attığı sahne, karavancı kadında olduğu sahnede onları uçurur diyordum bir şey yapmadı. hele karavancı kadının olduğu yere terminator misali otomobilli bir giriş filan hayal etmiştim.
ikinci gelen, şapkalı ve çok konuşan lavuktan bayağı umutluydum ki şebekçe hemen yakalandı, hatta eleman ölmez diye sanıyordum bu da çıkmadı ve erken veda etti dünyaya.
kaçan kişiye de bel bağlamıştım. ahanda dedim bayağı artis konuştu "başına bela aldın" diye fakat o da erkenden(!) göçtü.
yaşlı şerifimizin genç olanla kafa bulduğu yerlerde de çok güldüm.
ortamda müziği geçtim, en küçük gürültü bile yoktu. sokaklar, evler, oteller bir çıt sesi çıksa duyulacak düzeydeydi. müzikle gerilim yapılmaya çalışılınca neyin ne zaman olacağını ele veriliyor. böyle sessiz sakin gerilim adamı iyi geriyor. bu sebeple de artı puan aldı benden film.
sonuç olarak bana klişe gelmedi. çünkü ne tahmin etsem ters köşe etti beni. böyle filmleri seviyorum. saçma sapan klişelerden uzak olsun, canımı yesin. varsın sonu da aniden bitsin.