iddia edildiği gibi menderes bu kanunu çıkarttı iftirasına şöyle cevap verilmiş;
--------------
Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun CHP tarafından değil de Demokrat Parti’lilerce çıkartıldığının iddia edilmesinin altında yatan maksat gayet açık. Kemalistler bu iddiayla hem M. Kemal, hem de Yakın Tarihte meydana gelmiş olaylar hakkında hiçbir zaman ve şekilde örtbas edilmesi gereken bir şeylerin bulunmadığını söylemek istemektedirler.
Evet, Atatürk’ü Koruma Kanunu Demokrat partinin iktidarı döneminde çıktı. Demokrat partinin Genel Başkanı Adnan Menderes idi, fakat partinin kurucusu Celal Bayar’dı. 1950’de Menderes Başbakan olurken, Bayar Cumhurbaşkanı oldu. Celal Bayar, M. Kemal’e çok yakın bir isimdi, tıpkı Inönü gibi. Dahası, M. Kemal’in son Başbakanı’ydı ve masondu. M. Kemal, Hindistan Müslümanları’nın Hilafet için gönderdikleri paranın 250 bin lirasını Bayar’a vererek Iş Bankası’nı kurdurtmuş ve onu bankaya Genel Müdür yapmıştı.[1] Işte bu kadar yakındı. Ayrıca Bayar, CHP’de Genel Başkan Vekili bile olmuştu. Zaten Demokrat Parti, CHP’nin içinden çıkanlar tarafından kuruldu. Üstelik Bayar partiyi kurarken Inönü ile görüşmüş ve ondan onay almıştı.[2] Nitekim DP’nin programı CHP’ninkinden farklı değildi.[3] Yani Bayar da Inönü gibi kemalist idi.
*
atatürk bayar, atatürk celal bayar, m. kemal celal bayar, inönü celal bayar, menderes celal bayar, atatürkü koruma kanunu celal bayar
Aynı yolun yolcuları: M. Kemal, Fevzi Çakmak, Celal Bayar ve Ismet Inönü…
***
Görüldüğü gibi M. Kemal, Bayar ve Inönü arasında hiçbir fark bulunmamaktadır… Burada bilhassa Inönü-Bayar ilişkisi hakkında bir-iki delil daha sunmak fevkalade faydalı olacaktır.
Aşağıdaki genelgeden anladığımız kadarıyla, Ismet Inönü’nün 1937’de Başbakanlık vazifesinden ayrıldıktan sonra, bazı CHP ile Halkevleri binalarında asılı bulunan resimleri kaldırılmış… Bunun üzerine Inönü’nün yerine Başbakanlık görevine getirilen Celal Bayar, bir genelge yayınlar:
“Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Sekreterliği
Ankara 18.12.1937
Işgal ettiği makamlardan ziyade, yurduna ve ulusuna yaptığı hizmetlerle, inkılap ricalimiz arasına girmiş olan Ismet Inönü’nün, parti teşkilatı ve Halkevi binalarında resmine gösterilen hürmet ve itibarın, eskisi gibi devam etmesi tabiidir.
Bu resimlerin, yalnız mevki ve makam icabı asıldığı zahabı ile, indirilmiş olanları varsa, eski yerlerine konulması lüzumunu bildirir, sevgiler sunar ve başarılar dilerim.
CHP Genel Başkan Vekili
Celal Bayar.”[4]
M. Kemal’in ölümünden sonra kendisine Cumhurbaşkanlığı teklif edilen Bayar, bu teklifi reddetmiş ve Inönü’ye karşı olan siyasal girişimlere de karşı durmuştur.
Prof. Dr. Cemil Koçak, Bayar’ın bu dönemdeki tutumu hakkında şunları yazıyor:
“Başvekil Bayar’ın bu tutumu, hem iktidar mücadelesinin sertleşmesini, hem de Inönü’ye karşı bir başka adayın çıkmasını önleyerek, Inönü’nün tek aday olarak seçilmesini kolaylaştırmıştır.”[5]
Daha sonraları Celal Bayar’ın Başbakanlık görevinden istifa etmesi üzerine, Cumhurbaşkanı Inönü, Bayar’a şu mektubu gönderecektir:
“Izmir mebusu Celal Bayar,
Büyük Millet Meclisi intihabının yenilenmesi ihtimali üzerine vuku bulan istifanız kabul olunmuştur.
Iktidar mevkiinde geçen hizmet zamanınızı takdirle yad ederek, size ve arkadaşlarınıza halis teşekkürlerimi ifade etmek isterim.
Siyasi tarihimizin çetin bir devresini yüksek meziyetlerinizle iyi idare etmenizi milletimiz daima teşekkür ve takdir duyguları ile hatırlayacaktır. Hükumetin teşkiline Istanbul mebusu Dr. Refik Saydam memur edilmiştir.”
25.1.1939
Reisicumhur
Ismet Inönü[6]
Inönü, günlüğünde de Bayar’ı methediyor:
“Celal Bayar’a açık bir teşekkür mektubu yazdım. Atatürk’ün malul ve hasta zamanında, eğer onun yerinde fena bir adam olsa idi, memleket çok fenalıklar görürdü. Atatürk’ün hayat tehlikesi ve memleketin efkarı umumiyesindeki cereyanı gördükten sonra, kendisini fitne ve hırslara kaptırmamak ahlak ve zekasını göstermiştir. Eğer mali ve iktisadi anlayışını salim bir istikamete sevk etmek ümidim olsaydı, kendisini uzun müddet muhafaza edecektim. Bütün zevahire rağmen doğru bir adam olduğuna inanıyorum.”[7]
Büyük Millet Meclisi’nin Zabıt Kalemi’nde vazife görmüş; Milli Mücadele’nin gerçek tarihini hem yaşayan, hem de -Meclisin açık ve gizli celse zabıtlarını tutmak suretiyle- yazan Mahir Iz de Demokrat Parti kurucularının CHP’li olduğunu, zihniyetlerinin, görgülerinin, dünya görüşlerinin CHP’den çok farklı olmadığını belirtir ve Celal Bayar’ın zaman zaman Adnan Menderes’e müdahale ettiğini şu sözlerle ifade eder:
“(Adnan Menderes) Halkın büyük teveccühüne mazhar olmuştu. Herkes ‘Halk Adamı’ diye kul kurban oluyordu. Zaman zaman Celal Bayar’ın hükumete müdahaleleri olmasa, dışarıdan bakanlar, daha çok muvaffak olacağına inanıyorlardı. Adnan Menderes’in nutuklarının zaman zaman birbiriyle çelişmesi, bu müdahalenin tesiri altında idi.”[8]
Son olarak Ilber Ortaylı’nın M. Kemal-Inönü-Bayar üçlüsü hakkında yazdıklarına bakalım:
“…Atatürk her konuda, hem sırdaş olarak hem de başarı noktasında Celal Bayar’a itimad ediyor. Evet, Ismet Paşa Atatürk’ü sever, sonuçta hem silah hem dava arkadaşıdır ama Celal Bayar’da da müthiş bir Atatürk sevgisi olduğuna inanıyorum. Nitekim muhafazakar reyleri (oyları) alan bir devlet adamının, Türkiye’nin dönemdeki şartlarında Atatürk için ‘Seni sevmek bir milli ibadettir!’ demesi kolay bir iş değil.”[9]
Neticede yukarıda da ifade edildiği gibi, Celal Bayar da Inönü gibi kemalist idi. Dolayısıyla Koruma Kanunu kemalistler tarafından çıkarılmıştır. Burada CHP değil de DP’nin çıkarmış olması, kemalistlerin bu işte bir parmağının olmadığı manasına gelmez. Zira az evvel de tebârüz ettirdiğimiz gibi iki partinin kurucuları da üyeleri de ekseriyetle kemalist idi. Burada partiler farklı olsa da ideolji aynıdır.
Madem bu arkadaşlar koruma kanununa ihtiyaç olmadığı kanaatindeler, o halde kanunun kaldırılması için meclise teklif verseler de samimiyetlerini görsek. Hem Koruma Kanunu’nu “Menderes” çıkardı diyeceksiniz, hem de bu kanuna dayanarak M. Kemal hakkında hakikatleri anlatanlara dava açacak ve küfür edeceksiniz… Bu arkadaşları dürüst olmaya davet ediyorum.