ilerleyen yıllarda zebellah gibi çöküp gestapo gibi baskılarını arttırmaları, bir bok öğretememeleri ve öğrencilerin kişiliğinden çok derse katkılarını önemsedikleri. açıkçası şu vakte kadar hiç kişiliğimi umursayan bir öğretmen gelmedi eğer gelseydi yürekten öğretmenim diyebilirdim ona. benim gibi bir kütüğü vura vura anca talaşımı döktüler, böyle bir öğretmen gelse de testerenin altına koysa, bana şekil verse, yontsa çıkıntılarımı, beni bir şekile soksa, sonra marangoza verirken dese ki "masanın bacağı değil, üst kısmı ol, seni her daim yukarda taşısınlar" yemin ediyorum bırak sehpayı masayı, mobilya fabrikasının başı olurdum başı. saygılar.