Hemen her şey. Yeterki çakralarınız açık olsun, fırsatları kollayın.
Biraz önce bir cafede kahve içerken yan masama 2 tane kız oturdu. Siparişlerini verdiler, telefonlarını şarja taktılar. Güzel olanı bana bakacak şekilde oturuyordu ve elinde antalya Barosu yazan bir dergi vardı, açıp başladı okumaya. O dergiyi okurken ben de bir güzel derginin ön ve arka kapağını inceliyordum. Bunu farkeden kız 2 dakika sonra bana dönüp;
- avukat mısınız?
+ dergiciyim. (Yalan)
- öyle dergiye bakınca avukat zannetmiştim.
+ kendime öyle bir eziyeti yaşatacağımı zannetmiyorum. (Sırf neden ya falan desin de muhabbet kapanmasın)
- neden ya? (Tam düşündüğüm gibi)
+ sürekli suçlu insanlarla vakit geçirmek zor bir şey.
- aralarında masumları da var. Biz de masum insanları savunuyoruz.
+ buna kesinlikle eminim.
- hangi dergide çalışıyorsunuz?
+ artık dergicilik yapmıyorum. Bilirsin, maddi kaygılar. Ama onların hepsi birer eski sevgililerim gibidir. Ne olursa olsun görünce merak edersin ve bakma ihtiyacı hissedersin.
- bak bu benzetme çok iyiydi şey..
+ alkolik.
- buse ben de çok memnun oldum, bu da arkadaşım Didem.
Aralarda biraz daha diyalog vardı ama toparlayarak yazdım. Özetle rahat olun içinizden geldiği gibi davranın yeter.