hidayet türkoğlu

entry1053 galeri video11
    132.
  1. bir anısını okuyunca kendisine hürmetimin arttığı basketbolcudur. iki gözümdür, ciğerimdir...

    işte o anısı:

    Hidayet eşiyle birlikte, Eminönü'nde gezmektedir. Once akvaryumcuları dolaşırlar, sonra Kapalıçarşı, Nuriosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı derken,Yeni Cami'nin onune kadar gelirler. Orada bağıra bağıra simit satan bir cocuk vardır. Hidayet bir an duraklar, sonra simitçiye yaklaşır:
    - Simit'in kaça koç ?
    - 300 bin abi.
    - Tezgahta kac simit var ?
    - 70-80 tane var herhalde...
    - Hepsini alsam ne tutar ?
    - Seksen desek 24 milyon.
    - Al sana 30 milyon... Farzet ki hepsini aldim...
    - Sagol abi... sagol...
    Basketbolcu üç onluk cıkartıp simitçinin önüne bırakır. Eşi şaşırmıştır. üç beş adım yürüdükten sonra Hidayet'e dönüp şöyle der:
    - Hidayet sen deli misin ?
    - Yooo
    - Peki yemedigimiz simitlerin parasini niye verdin?
    - Boşver sorma.
    - Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
    - Öyleyse söyleyeyim.
    - Lütfedersiniz beyefendi.
    - Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ?
    - Hayır.
    - Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
    - Nasıl bir isim ?
    - Hidayet !
    - Yoksa ?
    - Evet o tezgâh eskiden benimdi.

    aşırı milliyetçi duygularla ona küfürler savuranlara duyrulur.
    14 ...