Arasıra gelip yazıyorum sözlüğe, çünkü sözlükler miadını doldurdu. Ekşi bile artık eski ekşi değil. Her neyse, madem başlığa geldik bu mesele nedir, ne değildir izah ederek başlayalım.
Şimdi kardeşim vize serbestisi demek 60-90 günlük 28 şengene üye ülkede bulunabilmek demek. Yani bu serbesti ile birlikte avrupa'yı bu süre dahilinde gezebilir, fuarlara, konserlere canının istediği gibi gidebilir, işin gereği biletini alıp pasaportunla çıkabilirsin. eşin dostun yanında kaçak çalışabilirsin ancak, yerleşemezsin yani.
Peki gerçekleşebilir mi? Bakın ben yakın çevreme yaklaşık 2-3 senedir şunu şöylüyorum; bu mülteci krizi ab'nin sonunu getirebilir, değil vizesiz seyahat "bizi ab'ye alacaksınız" desek alacak kadar çaresiz avrupa. Çünkü biz ab'ye geçen mültecileri görmezden geldiğimiz müddetçe şengen askıya alınabilir, hatta ab projesi çökebilir. Nitekim son 1 senedir devlet bilinçli bir şekilde görmezden geliyordu zaten, şengen çok önemli bir proje, ab bu sayede yıllık 110 milyar euro hacim üretiyor, sınır güvenliğine para harcamıyor, ülkeler arası mallar sınırsız geçiyor, turizm vs derken 110 milyar euro getirisi var ab'ye, şimdi düşünün projenin çöktüğünü, bize giren çıkan olmaz sadece şantaj kozumuz kalkar, ülkede 3 milyon mültecinin yanına ab'ye geçemeyecek 500bin daha eklenir o kadar, peki ab? işte avrupalı liderler, özellikle de merkel bunu çok iyi bildiğinden Türkiye'yi ikinci vatanı yaptı.
Şimdi şengen nedir, ne değildir bahsettiysek bu vize muafiyetinin bizim için neden önemli olduğunu anlatalım. Bakın kronik muhalifler, tayyip ne yaparsa yanlış kafasındakiler "aman yeaa, nedir ki yani vize serbestisi 1 hafta tatil yapacaksın mülteci yuvası olucaz" diyerek meseleyi basitleştirmeye çalışıyor ama öyle değil. Bakın ab'nin atası, ilk versiyonu diyebileceğimiz avrupa işbirliği teşkilatı 1963'te kuruluyor ve biz o zamandan beri üyelik için çırpınıyoruz. Düşün yahu, bu ülkenin kuruluşu avrupa özentiliği üzerine, kendilerini avrupalı addeden bir siyasi sistem, tonla kurum var, halk desen balkanlardan gelen ataları bile övünme meselesi, düşün avrupa karşısında o kadar ezik ama onyıllarca itilip kakılmış, adam yerine konmamış. Sonra bir tane islamcı çıkıyor ve avrupa tabiri caizse "domalıyor" bu adama, "abi kulun kölen olayım" çekiyor. Düşün yahu bir tane iett eski şöförü senin okul bitirmiş, avrupalarda okumuş kendini batılı addeden monşerlerinin yapamadığını, hayallerinde bile göremeyeceklerini yapıyor. işte bunların kuyruk acısı bu, "ulan batılılaşmak için biz götümüzü yırttık, avrupalı yüzümüze bakmadı ama bir tane siyasal islamcı çıktı adam dize getirdi bunları"
Hani denmiş ya, "ne olacak başvuran herkese veriyorlar zaten" diye, ben her sene yurtdışına çıkarım arkadaşlarımla, her sene vizesiz ülkeye giderim. Vize alamadığımdan değil, kendime yediremediğimden. Şimdi düşünün adamın ülkesine turist olarak gideceğim, para harcayacağım bunun için lütufmuş gibi benden vize isteyecek hem de ebesinin hörekesşne kadar ne kadar alakasız evrak varsa toplamamı buyurarak. Randevu alarak Ayağına gideceğim, haşmetmahapların kahpe gönlüne göre 3-5 gün, birkaç ay vize verecekler bana. Bu eşi benzeri görülmemiş bir ezikliktir arkadaşlar, bakın abd'de vize istiyor, başvuruyorsun tek seferde 10 yıllık vizeyi veriyor sana, ama o kibirli avrupa hemen dibindeki ülkeye çocuk eğlendirir gibi vize veriyor, ulan amaç güvenlikse ilk seferde güvenini kazanmış hala gıdım gıdım artırmanın mantığı ne, çak geç madem 3-5 yıl? Ama yooook, işte biz bunu "normal" işin tabiatı belledik yıllarca. Batı batı deyip gözümüzde büyüttük, medeniyet beşiği dediğimiz adamlar birkaç yüzbin mülteci ülkelerine gelmesin diye erdoğan karşısında köpek oldular. Hani nerede claudia roth'lar, yeşiller partisi falan? Umarım bu ülkede batılı olmayı erdem zannedenler batının, avrupa'nın bir bok olmadığını anlayabilmişlerdir.