devlet yoksullara yardım etmediği, yoksulluğu ortadan kaldırdığı zaman devlet olur.
yoksullara yardım eden devlet anca göz boyar, nutuk çeker ve soğuk bakışlarıyla gücünün zirvesinde oturur. ve halk da tüm bu "devletçilik" oyununa kanar ve düşünür ki "bakın işte devletimiz nasıld a yoksulların yanında bakın işte nasıl da onlara yardım elini uzatıyor" bu en düşük seviyedeki algının ürünüdür, hiçbir zaman gerçeğin yakınına dahi yaklaşamayacak bir bakışın ürünüdür. bu gibi yaklaşımları yönetmek de bunlar üzerinden devletin ya da hükümetin gücüne güç katması da işten bile değildir.
ne zaman ki insanlar "yahu devlet baba sen neden ağzımıza bir kaşık bal çalıp geçiyorsun? bu mudur senin sosyal adaletin?" dediği zaman bir şeyler değişecektir. bu sorgulamanın da sağı solu muhafazakarı liberali yoktur, bu sorgulama tüm insanların ortak noktada birleştiği "eşit, sağlıklı, huzurlu" yaşam hakkının ifadesidir. bir gün sağcısı da solcusu da bir olup "bi dakka birader senin yaptığın bu saçmalık yeter artık" derse (ki hiç zannetmiyorum) işte o zaman değişim gerçekleşir.
şimdilik kendi çapımızda elimizden ne geliyorsa yapmaya devam işte.