8 mart dünya kadınlar günü nedeniyle beştepe külliyesi'nde verdiği resepsiyonla şehit yakınlarının yanı sıra; fedakârlıkları ve emekleri kamuoyunca bilinen kadınları ağırlayan reis-i cumhur.
Sözlerine; Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne teşriflerinden dolayı misafirlerine teşekkür ederek ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anne olarak, eş olarak, kardeş olarak, evlat olarak, hepsinden önce ve en önemlisi nisa olarak, yani insan olarak hayatımızın ayrılmaz parçası olan kadınlarımızı temsilen sizlere teşekkür ediyorum. Çünkü sizler olmasaydınız, sizlerin fedakârlığı, emeği, sevgisi, gayreti, mücadelesi olmasaydı, insanoğlu olmazdı. Onun için bu müstesna günde dişiyle tırnağıyla, emeğiyle, yeri geldiği zaman canıyla bu toprakları bizlere vatan kılan Anadolu’nun ve Trakya’nın tüm çilekeş kadınlarını selamlıyorum. Suriye’den Irak’a, Myanmar’dan Türkistan’a kadar dünyanın dört bir yanında zulüm altında, baskı altında, tehdit altında yaşayan tüm mağdur ve mazlum kadınları selamlıyorum” diye konuştu.
ister sadece evinin, ailesinin işleriyle meşgul olsun, ister çalışarak hayatın farklı alanlarında ilave sorumluluklar üstlensin; her kadının varlığıyla takdiri ve saygıyı hak ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık siyasi hayatında, kadınların hayatın tüm alanlarında daha fazla rol üstlenmesi için çaba harcadığını ifade etti. Bulunduğu yere ulaşmasında, başta ailesi olmak üzere, kadınların gayretlerinin çok büyük katkısı olduğunu ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana göre kadının yer almadığı siyaset, kadınları dışlayan bir yönetim anlayışı sadece kadınlar için, değil bütün toplum için büyük bir eksikliktir. Kadınların omuz vermediği, sahip çıkmadığı bir demokrasi mücadelesinin başarıya ulaşması mümkün değildir” dedi.
Kadın ve erkeğin, kimilerinin iddia ettiği gibi birbirlerinin rakibi değil, bilakis tamamlayıcısı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben, kadını erkeğin yanına değil, karşısına yerleştiren çatışmacı anlayışları asla tasvip etmiyorum, doğru da bulmuyorum. Kadını veya erkeği sadece cinsiyetçi bir bakış açısıyla ele alanlar, onların aslında insan olduğu gerçeğini gözden kaçırmaktadır. Bu bizim değerlerimizle, tarihimizle, sosyal hayatımızın dinamikleriyle bağdaşmayan, toplumumuzu anlamaktan uzak bir bakış açısıdır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların; kurduğumuz devletlerin harcını yoğurmasına ve Kurtuluş Savaşı’nın görünmez kahramanları olmasına rağmen, birilerinin ısrarla kendi ülkesinin kadınlarını yok sayıp, sadece Batılı kadının serencamını idealize etmesini art niyetli bulduğunu söyledi. ilgili çevrelerin geleneği ve dini sadece ezilmekle, ötekileştirme, despotizmle, zulümle özdeş hale getirmeye çalıştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlar için aile ve din, kadının özgürleşmesinin önündeki en büyük iki engeldir. Dikkat ediniz, bu kesimlerin gözünde islam, kadını yücelten, baş tacı eden, ona değer veren değil; bilakis kişiliksiz hale getiren bir unsundur. Bu iddiaların sahipleri yıllarca kadını özgürleştirmek ve medenileştirmek adına bu ülkenin milyonlarca kadınına zulmetmiştir. Kızlarımıza kılık kıyafeti dolayısıyla üniversite kapılarını kapatanlar, ikna odalarında onlara işkence edenler, bu zihniyetin uzantılarıdır. ‘Köylü’ diyerek, ‘makarnacı’, ‘kömürcü’ diyerek milleti aşağılayanlar yine bunlardır. Kürtaj itirazlarında, 3 çocuk tartışmalarında, ailelerin korunmasıyla ilgili attığımız adımlarda da bu zihniyet kendini ele veriyor.”
--spoiler--