valla benim islamcılar içerisinde gördüğüm en dünyanın farkında grup bu gülen cemaatidir. o kadar da karanlık şer şebekesi haline sokulmalarını haklı bulmuyorum. bu adamlar ta 80ler 90lardan beri batıcı. amerikacı yani. israile bulaşmazlardı. niye. çünkü adamlar global dünyanın, ekonominin, güç dengelerinin farkındaydı. bakın, türkiye 10 sene öncesine kadar gayet güzel bir imajla dünya genelinde yükseliyordu. arabulucu ülkeydi, ekonomi büyüyordu, reformistti. yatırım alıyordu, cemaatin akpye tam gaz destek verdiği yıllar. arap dünyasında söz sahibi olmaya başlamıştı, afrika ülkeleri, brezilya, avrupalı kankalar, kardeşim esad falan. ortaasyadan adriyatiğe mi dersin artık ne dersen de. ta ki, davos'ta erdoğan sinirlerine hakim olamayıp israile meydan okuyana kadar. o tarihten sonra türkiye her alanda kaybetti.* tek tek müttefikleriyle arası açıldı, cemaat de dahil. osmanlı kalıntısı coğrafyaya giremez oldu. girebilmek için çatışmacı olmak zorunda kaldı. o zaman fethullahçılar yapmayın etmeyin dediler. hain oldular. bugün akp israile muhtacız diyor. adamlar bi kere farkındalık konusunda 10 yıl falan öndeler. o davos olayı yüzünden türkiye yıllardır yerinde sayıyor, hatta birkaç yıldır geri gitmeye başladı. rusyaya kafa tutuyoruz. lan rusyayla çatışmak, suriyeye kafa tutmak senin neden amacın oluyor. büyüsene. teknolojini geliştir, eğitimini geliştir. öğrencini, yeni mezununu bi batıya, doğuya ihraç et. bilim gelsin, teknik gelsin buraya. millette zehir gibi kafa var, sidik yarıştırıyor insanlar sosyal medyada.
ekonomi durağanlaştı, hayat pahalandı. türkiyenin imajı yerle bir. iran yükseliyor. avrupa da bitik. türkiye ciddi anlamda atılım yapabilirdi. hem doğu batı köprüsü, hem islam coğrafyası önderi olarak kendine çok büyük pazar yaratabilirdi. fethullahçıların amacı buydu. ama bu adamları kimse ciddi anlamda sahiplenmedi. kimse yakın bulmadı. cemaatin bu tutumunu ben destekliyordum.
sahiplenilmemelerinin sebebi de işte, ki başlığın konusu; bence en büyük hataları.
operasyonel kısımları,
dışarda kedi olan bu yapı, içerde birden bire aslan kesildi. akp iktidarının da yol vermesiyle derin devlete rahmet okuttular. ne kadar muhalif engel gördükleri varsa üzerlerinden silindir gibi geçtiler. ergenekon zamanları.. o aralar türkiye'nin derin ne kadar yapısı varsa propagandanın, dezenformasyonun dibine vurdu. haklı haksız birbirine girdi. cemaatçiler kuruyla beraber yaşı da yakmaktan çekinmediler. cemaatçiler gönül eriyken birden tanrının kırbacına dönüştüler cengiz gibi, atilla gibi. e amk, noldu hizmet hareketine. top sakal çetesi diye bir yapı çıktı ortaya. ne idüğü belirsiz. cemaatçi desen değil. cemaatçi değil desen o da değil. kimdi bunlar. cemaatçi dediğin gözlüklüydü, badem bıyıktı. saftı, alttan alırdı. bunlar önüne gelene saldırıyordu, agresiftiler. işte bunlar cemaatin en büyük hatası, operasyonel kanadıydı. hedef gösterdiler, savcı polis çöktü. ülkenin pratikteki 1 numarasına meydan okuyacak kadar zıvanadan çıktılar. paralel devlet denilenler işte bunlar. yoksa cemaate mensup polisin, öğretmenin, esnafın böyle bir şeye kalkışacağı siksen olacak iş değil. bu yapının elinde yontulan kişiler tatsızlık çıkmasın diye dayak yemeyi göze alacak kimseler bunları çevreden tanıyoruz. bu adamların ben bugün devletle çatışır hale gelmelerine kendilerinin de inanabildiklerini sanmıyorum. erdoğan orantısız güç kullanıp bunlara motivasyon sağlıyor olsa da bunlar çatışmacı falan olamazlar. bi araya gelip sohbet yaparlar anca derken adamlar biber gazı falan tattı.
karar alıcıları her kimse, en büyük hata odur. artık fethullah gülen midir o, yoksa polisin başına koydukları kozanlı ömer denen şahıs mıdır, yoksa bu topsakal çetesi midir bilmiyorum fakat odur. operasyonel kısımlarını yönetenlerdir.
ayrıca şunu da sormak lazım. böyle bir eğitim veya dini hareketin operasyon yapması demek ne demek oluyor.