ilkokulda şu çocuklarla arkadaş olma diyen anne

entry6 galeri
    1.
  1. herkesin annesidir bir bakıma..

    hemen hemen her toprak parçasında tangır tungur misketlerin yuvarlandığı yıllardı. ben de mahallenin afacan ama temiz yüzlü çocuklarından biriydim. aradan geçen yılların ardından bende ne hırs ne yaşama sevinci ne de başka bir şey kaldı ya neyse işte.

    mahalledeki piç çocukla takılma sürecini yaşadığım o günlerde mahallenin belalı çocuğu feyzo ile takılıyordum. feyzo ise bilimum itçilerle takılmaktaydı. hani şu tuu kıss kıss kıss diye köpekleri gaza getirip ufak çocukların üstüne köpekleri salan tipler. dolaylı olarak ben de bir belalı çocuk olmaya doğru ilerliyordum. feyzoyla takıldıkça daha çok mahalledeki müstakil evlerdeki dut ağaçlarına dalıyor futbol, misket, saklambaç gibi oyunlar oynamak için fazla fırsat bulamıyordum. bu durumdan her ne kadar rahatsız olsam da feyzoyla takılmak bir nevi aynalı tahirde alişan olmak gibiydi. ee her şöhretin bir can sıkıcı tarafı vardı nihayetinde.

    annem de benim feyzoyla takılmamdan pek memnun değil gibiydi.

    ne zaman dışarı çıkacak olsam "oynama o pis çocuklarla." derdi.

    haklıydı çünkü anneler hep haklıdır. tabi ben annemin haklı olduğunu günlerden bir gün feyzoyla eskimiş yıkık bir gecekonduda varilin içine yakılmış ateşin çevresinde bulunduğumda anladım.

    hiç tanımadığım bir çocuk elindeki poşetin içini kendine çekiyor, bir başkası sigara tüttürüyor hatta sigara 3-4 kişide ağızdan ağıza dolaşıp tekrar başa dönüyordu.

    o zamana dek gayet uslu bir çocuk olduğum için bu tarz ortamlar hakkında duyduğum şeylere göre bir nevi balici tinerci takımının kıyısından da olsa yanındaydım. benim de o pis çocuklardan olmama bir fırt sigara çekişi kadar ramak kalmıştı. o anda feyzoyu dürtüp şöyle dedim;

    callo: feyzo ben gidiyom.
    feyzo: nereye lan.
    callo. dışarıya gel de söyleyeyim.

    beraber dışarı çıktık, varil ateşi gecekonduyu sıcacık yapmıştı zira dışarısı adeta donuyordu.

    callo: lan olum ben yokum artık.
    feyzo: korktun mu lan yoksa?
    callo: bak feyzo seni severim abim sayarım ama.
    feyzo: aması ne?
    callo: bu pis çocuklardan olmayalım kanka.
    feyzo: ben de onlardan biriyim bana pis mi diyorsun.
    callo: yok demiyom ama ben eve gidiyom artık. görüşürüz.
    feyzo: tamam lan beni sattın ha konuşma benle bir daha.
    callo: satmıyom olum eve gidiyom..
    feyzo: sattın sattın siktir git.
    callo: bak küfür etme.
    feyzo: edersem ne olur?

    bir şey demedim, feyzoyla kavga etmek istemiyordum çünkü. zaten kaga etsek ağzımı burnumu kırardı. sadece döndüm arkamı ve eve doğru gittim..

    günler boyunca feyzoyla görüşmedik..

    günlerden bir gün gittiğim ilkokulun bahçesinde top oynuyoruz. üçgen lakaplı okulun oraların belalı çocuğu maçımıza girmek istedi. zaten 4 e 5 oynuyorduk. onu maçımıza almama gibi bir bahanemiz olmadığında mecburen oyun dahil ettik. lakin üçgen çok faullü oynuyordu. annesi onu kasapa doğurmuş olmalıydı. çalım yediğinde kendine yediremiyor koşanın ardından tekme sallıyordu.

    ve o tekmelerden biri benim kıçımda patlayınca ben de "yeterrr lan üçgen." diye bağırdım.

    callo: faullü oynama lan yeter artık.
    üçgen: kız oyunu mu lan mu karı?
    callo: düzgün konuş.
    üçgen: naparsın lan .mcık.

    sinirden titriyordum, kendimden geçmiştim adeta. elimdeki mikasa topu üçgen in suratına doğru abandım. suratında patlayan topla yere düşen üçgenin üstüne atladım, yumrukluyorum bir sağ bir sol. burnunu kırdım elemanın.

    sonra bıraktım, kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. üçgen yerden kalktı, "sen göreceksin olum sen göreceksin." diyerek oradan uzaklaştı.

    aradan birkaç gün geçmişti. bir hafta sonu müzik öğretmenin alın dediği helvacıoğlu markalı flütü almak için kırtasiyeye gitmiştim. kırtasiyeden çıktığımda üçgen saz arkadaşlarıyla birlikte beni bekliyordu..

    5 kişi oldukları için sağlam bir dayak yiyeceğimden emindim. kaçmayı düşündüm ama kırtasiyenin diğer tarafından da üçgen in kankalarından biri geliyordu..

    baktım ki dayaktan kaçış yok, üçgenin üstüne yürüyerek şöyle dedim,

    callo: bu mu lan senin üçgenliğin adam mısın lan sen?
    üçgen: sana mı sorcam lan adamlığı. siz orda 9 kişiydiniz diye sana bir şey yapmadım.
    callo: onlar kavgaya girmedi olum yalan konuşma.
    üçgen: ben sana sen göreceksin demiştim.

    deyip sağ tekmesini bana savurdu. tam o sırada etrafımı çevrelemiş 6 kişi bir anda kalakalmışlardı. yanımızda duran bisikletten inen feyzo dan başkası değildi.

    feyzo: üçgen senin götün iyice kalkmış.
    callo: feyzo.
    üçgen: callo bir ibnelik yaptı sen karışma.
    callo: sensin lan ibne.

    üçgen üstüme doğru yürüyordu. feyzoya baktığımda ise uçuyordu. evet feyzo uçan tekmeyi üçgene yapıştırınca üçgen yere düştü. diğer elemanlarda feyzonun üstüne yürüyecek kadar cesaret yoktu çünkü feyzo hem iriydi hem de çok sağlam dövüşürdü.

    üçgeni yerden kaldırıp götürdüler. biz de feyzoyla kaldık. sarıldım feyzoya.

    feyzo: naber lan hani ben o çocuklardandım?
    callo: olur mu olum sen benim abim gibisin.
    feyzo: bir daha "oynama o pis çocuklarla."

    demişti ve feyzo da artık iyi çocuklardan biriydi..
    9 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük