ortaokul yıllarımda okul çıkışı bir kız arkadaşımın evine gider ders çalışma bahanesiyle çeşitli sorular sorardık birbirimize. tıpdan anlayan, sempatik, güçlü, ne dediğini bilen, karizmatik biri olduğumu daha o yıllarda söylerlerdi. 4 kızla tek başıma takılır, ara ara pembe incili nazenin çiçekler açan tablosundaki desenlere sahip t-shirtlü kız gömleğimin düğmelerini filan çözer, benim karşı konulmaz olduğumu "ahahah" şeklinde dillendirirdi.
lise yılarında daha oturaklı ve efendiydim. diğer sohbeti kıt slow erkeklerin yanımda haliyle şansı yoktu. kızlarla takılırdım genelde, en samimi olduğum hatunlardan biri ara sıra erkek gibi davranıp benim onlara benzeyerek gay filan olacağımdan korktuğunu, bunun için sert erkek imajına büründüğünü söylerdi. onu yatıştırır bunun olamayacağını uygun bir dille anlatırdım...
hatunsuz bir hayat yaşamadım ben. yaşamamın her alanında onlara hitap ettim, onlarsız yanan çam kütüğünün yanındaki kanepede yalnızlık duygusunu tatmadım. tüm erkekler benden ya kaçtı, ya da yaranmaya çalıştı. başta fiziksel olarak onlarla aynı gibi gözüksem de davranışlarımla, tavrımla, duruşumla hep bir adım önde oldum. kah bir ayağınıza kah öteki ayağınıza sıçrayarak şaşkınlığınızı ayyuka çıkartmasanızda bu o kadar bariz ki.
geçenlerde bir arkadaşım rock müzik cd'si hediye etti bana; bunalım ve hayli duygusal. zekice kurgulanmış sözleri, alt yapısı, sound, ve en sevdiğim antik yunan ekolünü yansıtan "cristinayo" türküsünün coveri vardı içerisinde. bir hafta kadar dinledim. dışarı çıktığımda elit hatunlar kıpkırmızı kesilip, zülüflerini revan eden liseli genç kızlar gözyaşlarını çay bardağına akıtarak ağlamaya başladılar. şaşkınlık geçirdim. konferans vermek üzere gideceğim okuldaki elit rehber hocasını, yeni bir dine tapınmayı emreden, ilahi tasvirler eşliğinde venedik'ten getirilmiş şaşalı bir tablonun önünde diz çökerken buldum. her sohbete başladığında benden değil başka şeylerden söz ediyor, beni sıradan insan seviyesinde aşağıladını düşünmeme neden oluyordu. inanamadım. eczanedeki kalfa kıza tansiyonumu ölçtürdüm o bile malum organıma ellemeye yeltenmedi... inanılmaz bir şok yaşıyordum. gece 2:34 filan kulağımda hep o ses; "buraldinhololo hatun hop-lat-sa-na, hop-lat-sa-na- oooo"
ilk kez böyle bir transandantal deneylere konu olacak türden bir travma geçiriyorum.