havanın son zamanlarda iyi olmasını fırsat bilerek kamp yapmak için gittiğimiz çeşme altınkum plajında çadırımızı kurana ve ateşi yakana kadar herşey yolunda gidiyordu. Ateşin iyice yanmasının ardından önce arapça birşeyler söyleyerek bize doğru gelen bir kişi ile tarzanca anlaşarak eline de yiyecek bir şeyler vererek yolladık. Ardından iki kişi geldi ve kısa bir sohbet sonrası ne amaçla orada olduğumuzu anladıktan sonra arabalarından çıkardıkları botu şişirmeye başladı. Bu esnada yaktığımız ateşin çevresinde 5 kişi daha olmuştu bile. Arapça konuşuyorlardı. ingilizce bilen iyi giyimli ve eğitimli bir tanesi, burada bir mülteci olarak yapacak bir şey olmadığından, burada yaşam şartlarının zorluğunundan bahsetti. Önce sakız adası ardından bir avrupa ülkesine gideceğini söyledi. Plajda 500 metre geride 35 kişinin daha olduğunu öğrendik. Çeşmede merkeze uzak tüm koylarda durum aynıymış. Rüzgarın artması ile denize açılmaktan vazgeçtiler. Yanımızdan ayrıldılar.