o günlerden bugüne cehalet ve sefaletten beslenen kesimlerin hala daha gidip gelip kötülediği cumhuriyet dönemi eğitim kurumlarıdır. dünyada kendine özgü sıradışı bir eğitim sistemi ile aydın anadolu insanı yetiştirmeyi hedeflemiş ve o dönem için başarılı da olmuştur. okullarda matematik, türkçe, tarih ve fen bilimlerinin yanında en önemlisi kültür dersleri, vatandaşlık, sanat, müzik ve modern tarım eğitimi alarak yetişen köylüler birilerinin kulu değil kendi başına birey olmayı öğrenmişlerdir. bu da anadolu insanının aydınlanmasından rahatsız olan yobazların okullara komünistlik yaftası yapıştırmasına neden olmuştur.
köy enstitülerinin kapatılmasının faturası ülkemiz için çok ağır olmuştur. anadolu insanı kasten cahil bırakılmış ve bu cahilliği günümüze kadar siyasiler tarafından kullanılmıştır. hala daha kullanılmaktadır da. o günlerde kırsalda yaşayan %75'lik nüfusun bugün %25'e düşmesi ve bu insanların toprağını terkederek şehirleri tıka basa doldurması sosyo-kültürel sorunlara, gecekondulaşmaya ve en önemlisi işsizliğin artmasına neden olmuştur. bugün türkiye'nin bırakın buğdayı, bakliyatı saman ve gübre ithal etmesi, gıda enflasyonunda dünya birincisi olması, hayvan ithal eden bir ülke olmasının temelinde köy enstitülerinin kapatılması vardır. otuz yıldır terörle boğuşmasının temelinde o okulların kapatılarak anadolu insanının eğitimsiz bırakılması vardır.
bakınız komünist denilen köy enstitüsü öğretmenlerinin yetiştirdiği nobel ödüllü aziz sancar köy enstitüleri hakkında ne demektedir;
-bölgenizdeki okullar bunun için yeterli miydi?
-maalesef biz memleket olarak her şeyimizi tenkitten hoşlanıyoruz. o dönem okullarımız harikaydı. olağanüstü öğretmenlerim vardı ilkokulda. oradaki ilkokul eğitimini burada amerika’daki en iyi ilkokullarda verirler mi vermezler mi bilmiyorum. o kadar iyiydi.
-öğretmenler mi iyiydi?
-tabii. çoğu köy enstitüleri mezunuydu. çok idealist insanlardı.