halki kapatmak sizin goreviniz

entry1 galeri
    ?.
  1. " Çoğunluk olmak, haklı olmak değildir.
    Galileo, Dünya dönüyor! dediğinde azınlık bile değil, yalnızdı. Çoğunluktan fazlasını, herkesi buldu karşısında.
    Ama Galileo nun mumyalanmış işaret parmağı, yanılan çoğunluğa doğru yönü gösterdiği anlaşıldığından bu yana, Floransa Bilim Tarihi Akademisinde, gökbilim aletlerinin yanında aziz kalıtı ; gibi sergilenir hâlâ.
    Ne ilginçtir ki, Galileonun cesedinden sadece yıldızları gösteren işaret parmağı alınmamıştır kutsal emanetolarak. Mumyalanmış omurgası, Podova;daki Bo Üniversitesinin hazinesidir.
    Haydi, işaret parmağını anladık.
    Ama niye istisnai beynini taşıyan kafatasını değil de, omurgasını sakladılar Galileo;nun, dört yüzyıldan beri?
    Çoğunluğa karşı yalnız ve cesur, dik durduğu ve Engizisyon mahkemesi kırana kadar, belini bükmediği için mi?
    Kuşkusuz.
    Almanya;da Hitler yandaşları da muazzam bir çoğunluktu. Zaten Nazi Partiyi seçimle iktidara taşıdılar. ispanyada Frankistler de 40 yıl çoğunluğa mıhlandılar. iran daki seçimlere bakılırsa, Ahmedinecadçılar da çoğunluk. Taliban da çoğunluktu, yeniden çoğunluk olmaya aday Afganistanda. Sonracığıma, yakın zamanda ırkçı Haider çoğunluktu Avusturyada, ta ki AB ;bu çoğunlukla demokrasi olmaz deyip, Avusturyanın üyeliğini dondurana kadar.
    Çoğunluğun seçtiği tüm iktidarlar insanlığa yararlı doğruları mı savunuyor, toplumlarını özgürlüğe mi taşıdılar, taşıyorlar?
    Oysa ülkelerini aydınlığa ve uygarlığa kavuşturan, mutlu çoğunluklar da var.
    Demokrasi, seçimlerden ibaret olsaydı bütün çoğunlukların uygarlığa, özgürlüğe yelken açması gerekmez miydi?
    Niçin ilk örneklerdeki irana, Pakistana vb. seçimle faşizm geliyor da, Batı ülkelerine hep özgürlük, hep demokrasi getiriyor seçimler?
    Çünkü çoğunluk kendi içinde, birikiminde ve zihninde demokratsa, evet, demokrasi getiriyor seçimler.
    Bağnaz, cahil ve güdükse, seçimler de demokrasi diye güdüklüğü, cehaleti, arsızlığı ve devamı, şımarıklığı taşıyor iktidara.
    Batı demokrasilerinde, 24 kez parti kapanmaz. Çünkü 24 partinin 17si teknik hatalı, 7 si rejim yıkmak için kurulmaz...
    Kazara kurulur ve Avusturyada Haider gibileri demokratik yollardan iktidar olursa, AB ambargo koyar, Avusturya çoğunluğu anlar ve bir daha o partiyi iktidar yapmaz!
    Türkiye bir karar vermeli: Nasıl bir demokrasi istiyoruz?
    Demokrasiyi seçimden ibaret sayan bir çoğunluğun, şımarık ben yaparım olur cuntasını mı, yoksa denetime açık, kuvvetler ayrılığına ve yargının üstünlüğüne saygılı bir iktidar anlayışı mı?
    Türkiyede 25. kez bir siyasal partinin kapatılmasını kimse istemez. Ama ister çoğunluk iktidarı olsun, ister azınlık muhalefeti, bir partinin de 25. kez rejimi yıkmak suçlamasıyla kapatılacak hale gelmemesi gerekir!
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Türkiyenin hukuku bu, diyor.
    Parti kapatma yasası ortada. 2002 yılından beri ne yaptı AKP iktidarı, yasayı değiştirmek için? Hiç. Peki yeni Anayasa taslağında öngörülmüş müydü parti kapattıran yasanın iptali? Hayır, 38. Madde olduğu gibi korunmuş, öylece duruyor.
    Sonra bu Anayasa taslağının mimarı Ergun Özbudun çıkıp, kendisinin kaldırmayı bile düşünmediği maddeye dayanarak açılan AKPyi kapatma davasına dair: ;Halkı kapatın, daha sağlam diyebiliyor.
    Ben de kendisine diyorum ki, Halkı kapatmak sizin uzmanlık alanınız, kadınlardan başladınız
    Kimi ekonomik kriz, kimi AKPnin ekmeğine yağ sürer gerekçesiyle, ben de katılıyorum, bu davanın zamanlaması talihsiz...
    Ama Şimdi sırası değildiye diye, demokratik hukuk devletinin üstünlüğünü kalpazanlığa karşı savunmaya ne zaman sıra gelecek?
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, elbette Galileo değil. Ama uzak da değil. Türkiyenin çağdaşlık doğrusunu savunuyor.
    Omurgalarını iktidara dayayıp, sırtlarını ;orta çağdaşlarına okşatmak için bel büken demokrasi kalpazanları ise pek cesur sayılmaz. Çoğunluğun önüne düşüp bir yargıç linç etmek için cesaret gerekmiyor, çünkü.
    Ama tarih de zaten kalpazan omurgasıyla yazılmaz! "

    Kaynak : mail yoluyla gelmiştir.
    6 ...