Üst üste gelip, küçük bir yığın oluşturmuş dertleri karşınızdaki insana aktaramama hali.
Hiçbir zaman, sorunu olduğunda pat diye en yakın arkadaşına, ailesine veya sevgilisine içine döken insanlardan olmadım ve olamayacağım. iyi kötü ne yaşadıysam hepsini içime içime sıkıştırıp bir daha konusunu açmamak üzere kilit vurdum. Bazen o kadar can yakıcıydı ki kendim dahi o kilitleri açamayayım diye anahtarlarını çok uzaklara fırlattım. Ama zamanla kilitler eskiyip kendi kendilerine açılmanın bir yolunu buluyorlarmış.
Ne bileyim ben o zamanlarda ihtiyacım olan şeyin karşıma bir insan alıp iki kelam etmek olduğunu? Konuşmamışım ki daha önce, anlatmamışım kimseye derdimi tasamı. Eh tamam dedim, öyle olsun. Alayım birini karşıma dökeyim içimi. Bütün sıkışmış dertleri çıkartayım yerinden, gerekirse anahtarını karşımdakine vereyim. Kolay sandım. Değilmiş. Meğersem insanın derdi dilin ucuna gelmez, boğazına boğazına geri kaçarmış. Yutkunurmuş insan boğazına kaçan derdinden ama yine de anlatamazmış. Gülen konuşan dert anlatmaya gelince lâl olurmuş.
Ne yapayım? Anlatmadım bende. Yutkuna yutkuna geri gönderdim dertlerimi. Bir daha da boğazıma takılmasınlar diye bir soğuk su içtim üstlerine.