nasıl düştüm bu dipsiz kuyuya ? ben mi atladım, yoksa sen mi ittin beni ? hatırlamıyorum... tek bildiğim; tek hatırladığım aylardır düştüğüm. bıktım her gün korku ve hayal kırıklıklarıyla yaşamaktan. yere çarpmayı bekliyorum artık...
birden zihnimdeki karanlık düşüncelerin arasında gözlerinin ışıltısı beliriyor yine. yine oyunlar oynuyor aklım bana. sen misin bu; yoksa hayalin mi ?
cevap aramaktan bıktığım sorulara bir son vermek için göğsüme saplı hancerin kabzasına sarılıyorum son kez. tam biraz daha derine itip bitirecekken bu komediyi umutlarımın arasından bir çığlık yankılanıyor: